Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol
Sepetim
Avrupa Birliğinde Devleti ve Hukuki Güvenlik Algısı
%7 
150,00 TL
139,50 TL

Avrupa Birliğinde Devleti ve Hukuki Güvenlik Algısı

Avrupa Birliğinde Devleti ve Hukuki Güvenlik Algısı

%7 
150,00 TL
139,50 TL
%7 
150,00 TL
139,50 TL
Kazancınız:10,50

Tükendi

Gelince Haber Ver
Kitap Açıklaması

İnsan haklarına gerçek anlamda -etkili- koruma sağlanabilmesinin ön koşulu devletlerin tüm organ kurum ve kuruluşlarıyla hukuka bağlı olmaları ya da hukukun üstünlüğünü esas kabul etmeleridir. Bununla birlikte devletlerin hukuka bağlı olduklarını açıklamaları veya hukukun üstünlüğünü temel metinlerinde kabul etmeleri bu açıdan yeterli değildir; ayrıca bunu hayata geçirecek kurumlara etkin bir biçimde işlerlik kazandırılması da şarttır. Bunun böyle olduğunu tüm totaliter devletlerin anayasalarında insan haklarına saygılı olduklarının yazılı olmasına karşın insan hakkı ihlallerine en çok bu devletlerde rastlanıyor olması açık bir biçimde göstermektedir. Salt anayasalarda bu yolda ibarelere yer verilmesi insan haklarına etkin koruma sağlamada yetersiz kalmaktadır. İki yüzyıldan beri hukuka bağlı ya da hukuku her şeyin üstünde kabul eden devlet tipine -Hukuk Devleti- -Etat de droit- denilmektedir. Bu devlet tipinin olmazsa olmaz koşulları vardır. Bir devletin hukuk devleti sayılabilmesi için ilk koşul o devletin anayasasında kuvvetler ayrılığı ilkesinin kabul edilmiş olmasıdır. İkincisi; Yasama ve Yürütme Organlarının hukukun üstünlüğünü ön kabulü ile faaliyette bulunmaları gereklidir. Üçüncüsü; Yasama ve Yürütme Organlarının tasarruflarının anayasaya ve hukuka uygunluğu tam anlamıyla bağımsız Yargı Organınca denetimine açık bulunmalıdır. Kuşkusuz Yasama ve Yürütme Organlarına karşı her bakımdan bağımsız yargı organlarının denetimi hukuk devleti uygulamasının yerleşmesinde en önemli unsurdur. Ancak bu denetimin a postoriori işlemesi ve zaman alıcılığı nedeniyle insan haklarının etkili korunmasında bekleneni zamanında verememesi olasıdır. Öncelikle; devletin organ kurum ve kuruluşlarının faaliyetlerinde hukuk sınırları içerisinde kalmaları bu koruma için zorunludur. Bu bakımdan olması gereken de Yasama ve Yürütme Organlarının ve özellikle de yürütme organına bağlı idarenin ajanlarının hukukun üstünlüğünü içselleştirmeleridir. Bununla birlikte; Hukuk Tarihi bize çok değişik nedenlerle -ki bunların içinde politik olanları öncelikle zikredebiliriz- bunun her zaman mümkün olmadığını ve olamayacağını göstermiştir. Başka anlatımla; kamu ajanlarının bireysel olarak kendilerini hukuka bağlı hissetmeleri ve hukuku her şeyden üstün görmeleri tek başına devletin üstlendiği kamu hizmetlerini yapmakla görevli idarenin hukuk içerisinde kalmasını sağlama konusunda yeterli olamamaktadır. Yapılması gereken karar alma idari işlem tesis etme ve eylemde bulunma sürecinde idarenin ajanlarının hukuk ve hizmet dışı etkilerden uzak tutulmalarını sağlayacak veya bu etkileri asgari düzeye indirecek kuralların uygulamaya konulmasıdır. İdare edilenlere yargı organlarında uygulanan usul kurallarının sağladıklarına benzer güvenceler öngören bu kurallara idari usul kuralları denilmektedir. Batı da 1990 lı yılların başında Fransız Hukukunun hukuka bağlı idare anlayışına koşut olarak Anglo-Sakson Hukuk terminolojisinde kullanılmaya başlanılan iyi yönetişim -good governance- ilkeleri gereği idari usul kuralları kamu hizmetinin işleyişinde güvenirlik ve öngörülebilirliği açıklık ve şeffaflığı hesap verilebilirliği katılımcı yönetimi kamu hizmetinin etkin ve etkenliğini kamu hizmetinden yararlanmada ve kanun önünde eşitliği sağlayabilmelidir. Bu gereklilik Avrupa Birliği organlarınca da üye ve aday ülkelerde Avrupa Birliği müktesebatının etkin biçimde uygulanabilmesi için aranmaktadır. Ülkemizde kamu idaresinin tüm faaliyet alanlarında geçerli usul kurallarını içeren genel bir idari usul kanunu mevcut değildir. Bu konuda yapılan çalışmalar sonunda ortaya çıkan kanun taslağı ise henüz kanunlaşamamıştır. Aralık 1999 da yapılan Helsinki Zirvesi nde aday üyeliği kabul edilen Ülkemizin Avrupa Birliği müktesebatına uyum çerçevesinde bir an önce iyi yönetişim ilkelerini hayata geçiren tüm idari faaliyet alanlarını kapsayıcı genel bir idari usul yasasını yürürlüğe koymasında zorunluluk vardır.

Kitap Özellikleri
Basım Yılı2010
Baskı1
Cilt DurumuKarton Kapak
DilTürkçe
Ebat16 x 24
ISBN-106055633561
Kağıt Türü1. Hm. Kağıt
Sayfa Sayısı176
favorilerime ekle
Kitap Açıklaması

İnsan haklarına gerçek anlamda -etkili- koruma sağlanabilmesinin ön koşulu devletlerin tüm organ kurum ve kuruluşlarıyla hukuka bağlı olmaları ya da hukukun üstünlüğünü esas kabul etmeleridir. Bununla birlikte devletlerin hukuka bağlı olduklarını açıklamaları veya hukukun üstünlüğünü temel metinlerinde kabul etmeleri bu açıdan yeterli değildir; ayrıca bunu hayata geçirecek kurumlara etkin bir biçimde işlerlik kazandırılması da şarttır. Bunun böyle olduğunu tüm totaliter devletlerin anayasalarında insan haklarına saygılı olduklarının yazılı olmasına karşın insan hakkı ihlallerine en çok bu devletlerde rastlanıyor olması açık bir biçimde göstermektedir. Salt anayasalarda bu yolda ibarelere yer verilmesi insan haklarına etkin koruma sağlamada yetersiz kalmaktadır. İki yüzyıldan beri hukuka bağlı ya da hukuku her şeyin üstünde kabul eden devlet tipine -Hukuk Devleti- -Etat de droit- denilmektedir. Bu devlet tipinin olmazsa olmaz koşulları vardır. Bir devletin hukuk devleti sayılabilmesi için ilk koşul o devletin anayasasında kuvvetler ayrılığı ilkesinin kabul edilmiş olmasıdır. İkincisi; Yasama ve Yürütme Organlarının hukukun üstünlüğünü ön kabulü ile faaliyette bulunmaları gereklidir. Üçüncüsü; Yasama ve Yürütme Organlarının tasarruflarının anayasaya ve hukuka uygunluğu tam anlamıyla bağımsız Yargı Organınca denetimine açık bulunmalıdır. Kuşkusuz Yasama ve Yürütme Organlarına karşı her bakımdan bağımsız yargı organlarının denetimi hukuk devleti uygulamasının yerleşmesinde en önemli unsurdur. Ancak bu denetimin a postoriori işlemesi ve zaman alıcılığı nedeniyle insan haklarının etkili korunmasında bekleneni zamanında verememesi olasıdır. Öncelikle; devletin organ kurum ve kuruluşlarının faaliyetlerinde hukuk sınırları içerisinde kalmaları bu koruma için zorunludur. Bu bakımdan olması gereken de Yasama ve Yürütme Organlarının ve özellikle de yürütme organına bağlı idarenin ajanlarının hukukun üstünlüğünü içselleştirmeleridir. Bununla birlikte; Hukuk Tarihi bize çok değişik nedenlerle -ki bunların içinde politik olanları öncelikle zikredebiliriz- bunun her zaman mümkün olmadığını ve olamayacağını göstermiştir. Başka anlatımla; kamu ajanlarının bireysel olarak kendilerini hukuka bağlı hissetmeleri ve hukuku her şeyden üstün görmeleri tek başına devletin üstlendiği kamu hizmetlerini yapmakla görevli idarenin hukuk içerisinde kalmasını sağlama konusunda yeterli olamamaktadır. Yapılması gereken karar alma idari işlem tesis etme ve eylemde bulunma sürecinde idarenin ajanlarının hukuk ve hizmet dışı etkilerden uzak tutulmalarını sağlayacak veya bu etkileri asgari düzeye indirecek kuralların uygulamaya konulmasıdır. İdare edilenlere yargı organlarında uygulanan usul kurallarının sağladıklarına benzer güvenceler öngören bu kurallara idari usul kuralları denilmektedir. Batı da 1990 lı yılların başında Fransız Hukukunun hukuka bağlı idare anlayışına koşut olarak Anglo-Sakson Hukuk terminolojisinde kullanılmaya başlanılan iyi yönetişim -good governance- ilkeleri gereği idari usul kuralları kamu hizmetinin işleyişinde güvenirlik ve öngörülebilirliği açıklık ve şeffaflığı hesap verilebilirliği katılımcı yönetimi kamu hizmetinin etkin ve etkenliğini kamu hizmetinden yararlanmada ve kanun önünde eşitliği sağlayabilmelidir. Bu gereklilik Avrupa Birliği organlarınca da üye ve aday ülkelerde Avrupa Birliği müktesebatının etkin biçimde uygulanabilmesi için aranmaktadır. Ülkemizde kamu idaresinin tüm faaliyet alanlarında geçerli usul kurallarını içeren genel bir idari usul kanunu mevcut değildir. Bu konuda yapılan çalışmalar sonunda ortaya çıkan kanun taslağı ise henüz kanunlaşamamıştır. Aralık 1999 da yapılan Helsinki Zirvesi nde aday üyeliği kabul edilen Ülkemizin Avrupa Birliği müktesebatına uyum çerçevesinde bir an önce iyi yönetişim ilkelerini hayata geçiren tüm idari faaliyet alanlarını kapsayıcı genel bir idari usul yasasını yürürlüğe koymasında zorunluluk vardır.

Kitap Özellikleri
Basım Yılı2010
Baskı1
Cilt DurumuKarton Kapak
DilTürkçe
Ebat16 x 24
ISBN-106055633561
Kağıt Türü1. Hm. Kağıt
Sayfa Sayısı176
Benzer Ürünler
İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku
%2
395,00 TL
387,03 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Hukuk Felsefesi Dersi Soru ve Yanıtları
%16
140,00 TL
117,60 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Olgularla Çocuk Hukukuna Yaklaşım
%5
250,00 TL
237,50 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Arapça Çeviri Kılavuzu
%30
250,00 TL
175,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Uluslararası Örgütlerin Sorumluluğu
%36
75,00 TL
48,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Genel Hukuk Tarihi
%31
300,00 TL
207,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Vergi Hukuku ve Türk Vergi Sistemi
%31
200,00 TL
138,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Anayasa Hukuku Soru Kitabı
%2
200,00 TL
196,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Vergi Ceza Hukuku
%2
375,00 TL
367,50 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.