Tükendi
Gelince Haber VerSöylenmeden kalmasın ve belli olsun ki Oğuz Kağan'ın yanında ak sakallı ak saçlı tecrübeli yaşlı bir kişi vardı. Anlayışlı doğru bir insandı. Oğuz Kağan'ın veziriydi. Adı Uluğ Türk idi. İşte bu Uluğ Türk günlerden bir gün düşünde bir altın yay ve üç gümüş ok gördü. Bu altın yay gündoğusundan ta günbatısına dek uzanmıştı. Üç gümüş ok da güneye doğru gidiyordu. Uykudan sonra düşte gördüğünü Oğuz Kağan'a anlattı ve dedi ki: "Ey kağanım senin ömrün hoş olsun ey kağanım sana dirlik hoş olsun Göktanrı düşümde ne verdiyse gerçek olsun. Tanrı bütün dünyayı senin soyuna bağışlasın!"Oğuz Kağan Uluğ Türk'ün sözünü beğendi. Onun öğüdünü dinledi ve öğüdüne uydu. Ondan sonra büyük ve küçük oğullarını çağırttı ve dedi ki:"Ey oğullarım benim gönlüm av diliyor ama kocamış olduğum için cesaretim yoktur. Gün Ay Yıldız! Tan yönüne sizler varın! Gök Dağ Deniz! Tün yönüne sizler varın!"Ondan sonra oğullarının üçü tan (doğu) tarafına üçü de tün (batı) tarafına vardılar. Gün Ay Yıldız çok avlar çok kuşlar avladıktan sonra yolda bir altın yay buldular. Bunu alıp babalarına verdiler. Oğuz Kağan sevindi güldü yayı üçe böldü ve dedi ki: "Ey büyük oğullarım! Yay sizlerin olsun yay gibi okları göğe kadar atın!"Gök Dağ Deniz de çok avlar çok kuşlar avladıktan sonra yolda üç gümüş ok buldular. Bunları aldılar ve babalarına verdiler. Oğuz Kağan sevindi güldü ve okları üçe bölerek dedi ki;"Ey küçük oğullarım! Oklar sizin olsun. Yay oku attı. Sizler de oklar gibi olun!"
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2014 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21 |
ISBN-10 | 6059011365 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 320 |
Söylenmeden kalmasın ve belli olsun ki Oğuz Kağan'ın yanında ak sakallı ak saçlı tecrübeli yaşlı bir kişi vardı. Anlayışlı doğru bir insandı. Oğuz Kağan'ın veziriydi. Adı Uluğ Türk idi. İşte bu Uluğ Türk günlerden bir gün düşünde bir altın yay ve üç gümüş ok gördü. Bu altın yay gündoğusundan ta günbatısına dek uzanmıştı. Üç gümüş ok da güneye doğru gidiyordu. Uykudan sonra düşte gördüğünü Oğuz Kağan'a anlattı ve dedi ki: "Ey kağanım senin ömrün hoş olsun ey kağanım sana dirlik hoş olsun Göktanrı düşümde ne verdiyse gerçek olsun. Tanrı bütün dünyayı senin soyuna bağışlasın!"Oğuz Kağan Uluğ Türk'ün sözünü beğendi. Onun öğüdünü dinledi ve öğüdüne uydu. Ondan sonra büyük ve küçük oğullarını çağırttı ve dedi ki:"Ey oğullarım benim gönlüm av diliyor ama kocamış olduğum için cesaretim yoktur. Gün Ay Yıldız! Tan yönüne sizler varın! Gök Dağ Deniz! Tün yönüne sizler varın!"Ondan sonra oğullarının üçü tan (doğu) tarafına üçü de tün (batı) tarafına vardılar. Gün Ay Yıldız çok avlar çok kuşlar avladıktan sonra yolda bir altın yay buldular. Bunu alıp babalarına verdiler. Oğuz Kağan sevindi güldü yayı üçe böldü ve dedi ki: "Ey büyük oğullarım! Yay sizlerin olsun yay gibi okları göğe kadar atın!"Gök Dağ Deniz de çok avlar çok kuşlar avladıktan sonra yolda üç gümüş ok buldular. Bunları aldılar ve babalarına verdiler. Oğuz Kağan sevindi güldü ve okları üçe bölerek dedi ki;"Ey küçük oğullarım! Oklar sizin olsun. Yay oku attı. Sizler de oklar gibi olun!"
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2014 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21 |
ISBN-10 | 6059011365 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 320 |