Tükendi
Gelince Haber VerCan Çekişen Bir Meslek Üzerine Son Notlar'da Haluk Şahin gazetecilik mesleğinin geçirmekte olduğu ağır hastalığı ele alıyor ve soruyor: Gazetecilik ölüyor mu? Daha da önemlisi gazeteciliğin öldüğü bir toplumda ya da dünyada demokrasi yaşayabilir mi? 40 yıla yakın bir uğraşıdan sonra aktif televizyonculuk yaşamına birkaç ay önce son veren Şahin geçen yıl Radikal gazetesinden tasfiyesinden yola çıkarak gazeteciliğin ağır hastalığının nedenlerini ve olası sonuçlarını analiz ediyor. Bir yandan geçmişe bakıp Babıâli'nin 1980'den bu yana serüvenini çarpıcı gözlemlerle anlatırken bir yandan da gözlerini geleceğe çevirerek Twitter'lı Facebook'lu Youtube'lu bir dünyada demokrasinin ve ifade özgürlüğünün olanaklarını sorguluyor. Sonuçta karşımıza Türkiye'de ve dünyada medyanın bunalımını ve bu bunalımın demokrasi ile ilişkisini anlamak isteyen herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap çıkıyor. Kitapta şu soruların da yanıtı var: Türkiye'de basına karşı yapılan dört darbe girişiminden hangisi başarılı oldu? Niçin ve nasıl? Uğur Mumcu "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz" derken ne demek istiyordu? Nedim Şener'e Viyana'da Dünya Basın Özgürlüğü Kahramanı ödülü verilen toplantıda neler oldu? Özgür gazeteciliğin manifestosunu kim dile getirdi? Günümüzde medya demokratik görevlerini yerine getiriyor mu? Getiremiyorsa neler yapılabilir?
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2011 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21,5 |
ISBN-10 | 6050200737 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 176 |
Can Çekişen Bir Meslek Üzerine Son Notlar'da Haluk Şahin gazetecilik mesleğinin geçirmekte olduğu ağır hastalığı ele alıyor ve soruyor: Gazetecilik ölüyor mu? Daha da önemlisi gazeteciliğin öldüğü bir toplumda ya da dünyada demokrasi yaşayabilir mi? 40 yıla yakın bir uğraşıdan sonra aktif televizyonculuk yaşamına birkaç ay önce son veren Şahin geçen yıl Radikal gazetesinden tasfiyesinden yola çıkarak gazeteciliğin ağır hastalığının nedenlerini ve olası sonuçlarını analiz ediyor. Bir yandan geçmişe bakıp Babıâli'nin 1980'den bu yana serüvenini çarpıcı gözlemlerle anlatırken bir yandan da gözlerini geleceğe çevirerek Twitter'lı Facebook'lu Youtube'lu bir dünyada demokrasinin ve ifade özgürlüğünün olanaklarını sorguluyor. Sonuçta karşımıza Türkiye'de ve dünyada medyanın bunalımını ve bu bunalımın demokrasi ile ilişkisini anlamak isteyen herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap çıkıyor. Kitapta şu soruların da yanıtı var: Türkiye'de basına karşı yapılan dört darbe girişiminden hangisi başarılı oldu? Niçin ve nasıl? Uğur Mumcu "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz" derken ne demek istiyordu? Nedim Şener'e Viyana'da Dünya Basın Özgürlüğü Kahramanı ödülü verilen toplantıda neler oldu? Özgür gazeteciliğin manifestosunu kim dile getirdi? Günümüzde medya demokratik görevlerini yerine getiriyor mu? Getiremiyorsa neler yapılabilir?
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2011 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21,5 |
ISBN-10 | 6050200737 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 176 |