Tükendi
Gelince Haber VerMehmet Başaran'ın öykücülüğünün ilk dönem ürünlerinden olan ÇarığımıYitirdiğim Tarla ile AçHarmanı'nı bir kez daha birlikte yayınlıyoruz.
Başaran öykülerinde çoğunlukla insanı doğa ilişkisi içinde ele alır. Doğa topraktır insan toprağı kol gücüyle işleyen emekçi köylüdür. Ancak bu emekçi köylü aynı zamanda açlık ile de mücadele etmektedir. Kendisine hiçbir yardım eli uzatılmadığı gibi karşısında "ağa ile kurulu düzen" vardır. Öte yandan yoksulluk batağından çıkmanın düşlerini kurar; bıçak kemiğe dayandığında öfkesini dile getirir isyan eder.
Tanıklıkları yaşanmışlıkları kurmaca boyutuna taşıyan Başaran köy yaşamının özellikle de Trakya kırsalının çarpıcı gerçeklerini kadın-erkek ilişkilerini gelenek-görenek ve alışkanlıklarını kendine özgü şiirsel bir biçemle anlatıyor.
Biraz sonra yağmur geçmiş güneş ıslak toprağı yakmıştı. Mısır yaprakları üzerinde damlalar parlıyordu. Ortalık bi güzel ıslak toprak kokuyordu. Öbek öbek dolaşıyor çarıklarımı arıyordum. Yıllarca özlemini çektiğim ancak bu sabah giyebildiğim saplı çarıklarımı... Bir türlü bulamıyordum. Yerler yumuşamış bazı koçanlar çamura gömülmüştü. Yoksa çarıcıklarım da... Yoktular gitmişti sevgili çarıcıklarım... Ağlamaya başladım. Babam dil ucuyla: "Gene alırız!" dediyse de ben gayrı ayaklarımın çarık yüzü görmeyeceğini biliyordum. Anam hâlâ arıyordu. Sır olmuşlardı. En büyük sevinci de en büyük acıyı da aynı günde tatmış; gene yalınayak kalmıştım... Geçmiş günlerin anılarına daldıkça gece çevremde genişleye genişleye kocaman bir tarla halini almıştı. Umutlarım hayallerim çocukluğum her şeyim her şeyim bu karanlık tarlada yitmişti işte...
Barkod | 9789750408236 |
Basım Yılı | 2020 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21,5 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 176 |
Mehmet Başaran'ın öykücülüğünün ilk dönem ürünlerinden olan ÇarığımıYitirdiğim Tarla ile AçHarmanı'nı bir kez daha birlikte yayınlıyoruz.
Başaran öykülerinde çoğunlukla insanı doğa ilişkisi içinde ele alır. Doğa topraktır insan toprağı kol gücüyle işleyen emekçi köylüdür. Ancak bu emekçi köylü aynı zamanda açlık ile de mücadele etmektedir. Kendisine hiçbir yardım eli uzatılmadığı gibi karşısında "ağa ile kurulu düzen" vardır. Öte yandan yoksulluk batağından çıkmanın düşlerini kurar; bıçak kemiğe dayandığında öfkesini dile getirir isyan eder.
Tanıklıkları yaşanmışlıkları kurmaca boyutuna taşıyan Başaran köy yaşamının özellikle de Trakya kırsalının çarpıcı gerçeklerini kadın-erkek ilişkilerini gelenek-görenek ve alışkanlıklarını kendine özgü şiirsel bir biçemle anlatıyor.
Biraz sonra yağmur geçmiş güneş ıslak toprağı yakmıştı. Mısır yaprakları üzerinde damlalar parlıyordu. Ortalık bi güzel ıslak toprak kokuyordu. Öbek öbek dolaşıyor çarıklarımı arıyordum. Yıllarca özlemini çektiğim ancak bu sabah giyebildiğim saplı çarıklarımı... Bir türlü bulamıyordum. Yerler yumuşamış bazı koçanlar çamura gömülmüştü. Yoksa çarıcıklarım da... Yoktular gitmişti sevgili çarıcıklarım... Ağlamaya başladım. Babam dil ucuyla: "Gene alırız!" dediyse de ben gayrı ayaklarımın çarık yüzü görmeyeceğini biliyordum. Anam hâlâ arıyordu. Sır olmuşlardı. En büyük sevinci de en büyük acıyı da aynı günde tatmış; gene yalınayak kalmıştım... Geçmiş günlerin anılarına daldıkça gece çevremde genişleye genişleye kocaman bir tarla halini almıştı. Umutlarım hayallerim çocukluğum her şeyim her şeyim bu karanlık tarlada yitmişti işte...
Barkod | 9789750408236 |
Basım Yılı | 2020 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21,5 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 176 |