Tükendi
Gelince Haber VerMısır'ın "eczâ-i mütemimme-i memâlik-i şâhâneden" olması dolayısıyla Osmanlı Devleti'nin bir toprağı ahalisinin hemen tamamının Müslüman bulunması sebebiyle de "hilâfet-i kübrâya revâbıtı" bulunmaktadır.Sultan II. Abdülhamid taşıdığı halifelik sıfatıyla dünyadaki bütün Müslümanların lideri konumundadır. Bütün Müslümanlar onun kişiliğinde aynı sancağa bağlıdırlar. O Osmanlı sınırlarında yaşayan Müslümanların ise hem halifesi hem de hükümdarı yani hem dinî hem de dünyevî lideridir. Bu Sultan II. Abdülhamid için önemli bir sorumluluk alanıdır. Mısır Meselesi'nin kendi dönemine tekabül eden kesitinde bu iki önemli gerçek Sultan II. Abdülhamid'in yaklaşımlarını oldukça etkilemiştir. Sultan II. Abdülhamid'i Mısır Meselesi üzerindeki politikaları ve yaklaşımları etrafında değerlendirdiğimizde ise ortaya birkaç psikolojik ayrıntı çıkacaktır. Çünkü Mısır Meselesi'nde Sultan II. Abdülhamid; korkular endişeler üzüntüler çaresizlikler ve yalnızlıklar yaşamıştır. Bu da Sultan'ın Mısır politikalarını etkilemiş zaman zaman da onun Bâbıâli ile anlaşmazlıklar yaşamasına ve sorunların daha da büyümesi nedeniyle de ortaya çıkan fırsatların değerlendirilememesine neden olmuştur. Bununla birlikte Mısır Meselesi Sultan II. Abdülhamid'e devletin gücü ve etkinliğinin sınırlarını anlama fırsatı verdiğinden denge politikalarına başvurmanın gerektiğini de göstermiştir. Bu denge politikalarının ön plana alınması ile diplomasi ve müzakere usulünün benimsenmesi savaş ve silaha dayalı çözüm girişimlerinden uzak durulması şeklinde tezahür etmiştir. Zaten onun korku endişe beklenti üzüntü çaresizlik ve yalnızlık gibi duygu karmaşalarına girmesi devletin içinde bulunduğu güç/güçsüzlük hâli ile yakından ilişkiliydi ve dönemin büyük devletlerinin Osmanlı Devleti'ne karşı giriştiği yayılmacı ve düşmanca tavırları bunu beslemiştir.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2018 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21 |
ISBN-10 | 6059506465 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 449 |
Mısır'ın "eczâ-i mütemimme-i memâlik-i şâhâneden" olması dolayısıyla Osmanlı Devleti'nin bir toprağı ahalisinin hemen tamamının Müslüman bulunması sebebiyle de "hilâfet-i kübrâya revâbıtı" bulunmaktadır.Sultan II. Abdülhamid taşıdığı halifelik sıfatıyla dünyadaki bütün Müslümanların lideri konumundadır. Bütün Müslümanlar onun kişiliğinde aynı sancağa bağlıdırlar. O Osmanlı sınırlarında yaşayan Müslümanların ise hem halifesi hem de hükümdarı yani hem dinî hem de dünyevî lideridir. Bu Sultan II. Abdülhamid için önemli bir sorumluluk alanıdır. Mısır Meselesi'nin kendi dönemine tekabül eden kesitinde bu iki önemli gerçek Sultan II. Abdülhamid'in yaklaşımlarını oldukça etkilemiştir. Sultan II. Abdülhamid'i Mısır Meselesi üzerindeki politikaları ve yaklaşımları etrafında değerlendirdiğimizde ise ortaya birkaç psikolojik ayrıntı çıkacaktır. Çünkü Mısır Meselesi'nde Sultan II. Abdülhamid; korkular endişeler üzüntüler çaresizlikler ve yalnızlıklar yaşamıştır. Bu da Sultan'ın Mısır politikalarını etkilemiş zaman zaman da onun Bâbıâli ile anlaşmazlıklar yaşamasına ve sorunların daha da büyümesi nedeniyle de ortaya çıkan fırsatların değerlendirilememesine neden olmuştur. Bununla birlikte Mısır Meselesi Sultan II. Abdülhamid'e devletin gücü ve etkinliğinin sınırlarını anlama fırsatı verdiğinden denge politikalarına başvurmanın gerektiğini de göstermiştir. Bu denge politikalarının ön plana alınması ile diplomasi ve müzakere usulünün benimsenmesi savaş ve silaha dayalı çözüm girişimlerinden uzak durulması şeklinde tezahür etmiştir. Zaten onun korku endişe beklenti üzüntü çaresizlik ve yalnızlık gibi duygu karmaşalarına girmesi devletin içinde bulunduğu güç/güçsüzlük hâli ile yakından ilişkiliydi ve dönemin büyük devletlerinin Osmanlı Devleti'ne karşı giriştiği yayılmacı ve düşmanca tavırları bunu beslemiştir.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2018 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21 |
ISBN-10 | 6059506465 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 449 |