Tükendi
Gelince Haber VerÇoğu gülme kuramı gülmeyi bir şeye verilen tepki olarak görür ve tepki verilen o komik grotesk saçma şeye odaklanır. Anca Parvulescu ise gülmeyi başka tutkuların emaresi olarak görmüyor onu kendi başına bir tutku olarak ele alıyor. Dolayısıyla bizi neyin güldürdüğünü gülmenin nedenini veya kökenini sorgulamak yerine bizzat gülme mefhumuna odaklanıyor.Gülme meselesini insan yüzü meselesinden ayırmak mümkün değildir. Eğer insan gülen hayvansa bu yüzü olan bir hayvan oluşuyla ilintilidir. Gülerken gürültülü ve buruşuk bir hale giren çehre yavaş yavaş düzelip sakin sessiz bir gülümseyiş biçimine kavuşur; bu gülümseyiş bir dizi toplumsal duygunun belirtisi olarak tahayyül edilir. Elinizdeki çalışma görgü kuralı kitaplarının felsefi tezlerle edebi metinlerle ve görsel kültürle diyalog içinde hareket ederek gülümseyen çehrenin normatif estetiğinin üretilme sürecinin izini sürüyor. Edepsizlik sayılan abartılı tutkulu denetimsiz gülmenin baskıcı ciddiyet karşısındaki isyankâr durumunu inceliyor. Kitabın ana savlarından biri gülümseme ile gülmenin bir süreklilik arz etmediğidir. Gülemediğimizde çoğunlukla gülümseriz; gülümseme nadiren hakiki bir gülmeye dönüşür.Parvulescu'nun bu çalışması gülmenin sınırlı ve kırılgan bir arşivini gün yüzüne çıkarıyor. Bizi bu arşivde zaman geçirmeye davet ediyor. Her ne kadar bu çalışma "gülmenin uygarlaşmasını" önermelerinden biri olarak kabul etse de öncelikle yirminci yüzyılın kahkahacılarıyla ve gülme dostlarıyla ilgileniyor. Bu amaçla yirminci yüzyıl Batı dünyasını ve bunun siyasi bilimsel felsefi estetik serüvenlerini gözden geçirmeye çalışan yeni bir uğraşa katılıyor. Sorduğu temel soru şudur: Yirminci yüzyıl nasıl gülmüştür?
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2017 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21 |
ISBN-10 | 6054787883 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 305 |
Çoğu gülme kuramı gülmeyi bir şeye verilen tepki olarak görür ve tepki verilen o komik grotesk saçma şeye odaklanır. Anca Parvulescu ise gülmeyi başka tutkuların emaresi olarak görmüyor onu kendi başına bir tutku olarak ele alıyor. Dolayısıyla bizi neyin güldürdüğünü gülmenin nedenini veya kökenini sorgulamak yerine bizzat gülme mefhumuna odaklanıyor.Gülme meselesini insan yüzü meselesinden ayırmak mümkün değildir. Eğer insan gülen hayvansa bu yüzü olan bir hayvan oluşuyla ilintilidir. Gülerken gürültülü ve buruşuk bir hale giren çehre yavaş yavaş düzelip sakin sessiz bir gülümseyiş biçimine kavuşur; bu gülümseyiş bir dizi toplumsal duygunun belirtisi olarak tahayyül edilir. Elinizdeki çalışma görgü kuralı kitaplarının felsefi tezlerle edebi metinlerle ve görsel kültürle diyalog içinde hareket ederek gülümseyen çehrenin normatif estetiğinin üretilme sürecinin izini sürüyor. Edepsizlik sayılan abartılı tutkulu denetimsiz gülmenin baskıcı ciddiyet karşısındaki isyankâr durumunu inceliyor. Kitabın ana savlarından biri gülümseme ile gülmenin bir süreklilik arz etmediğidir. Gülemediğimizde çoğunlukla gülümseriz; gülümseme nadiren hakiki bir gülmeye dönüşür.Parvulescu'nun bu çalışması gülmenin sınırlı ve kırılgan bir arşivini gün yüzüne çıkarıyor. Bizi bu arşivde zaman geçirmeye davet ediyor. Her ne kadar bu çalışma "gülmenin uygarlaşmasını" önermelerinden biri olarak kabul etse de öncelikle yirminci yüzyılın kahkahacılarıyla ve gülme dostlarıyla ilgileniyor. Bu amaçla yirminci yüzyıl Batı dünyasını ve bunun siyasi bilimsel felsefi estetik serüvenlerini gözden geçirmeye çalışan yeni bir uğraşa katılıyor. Sorduğu temel soru şudur: Yirminci yüzyıl nasıl gülmüştür?
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2017 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21 |
ISBN-10 | 6054787883 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 305 |