Tükendi
Gelince Haber VerHas-Bağçede 'Ayş u Tarab: Nedîmler Şâîrler Mutrîbler Osmanlı sarayında padişahların has-bağçede geçirdiği hoş vakitleri ve bu âdetin İslam öncesi İran imparatorluğundan Emevî Abbasî ve Timurî saraylarına uzanan köklü geleneğini o dönemlerde yazılmış değerli kaynaklardan derleyerek sunan bir çalışma. Padişah işret meclisi adıyla anılan bu eğlencelere yakın adamları olan nedimlerle birlikte katılır; şiir musikî ve raks sanatlarının en seçkin örnekleri eşliğinde eğlenirdi. Bu meclisler hükümdarın ve imparatorluktaki seçkin sınıfların zevklerini ve yaşam tarzlarını hem yansıtır hem yeniden biçimlendirirdi. Çiçek bahçeleri havuzlar fıskiyeler su kanalları nahiller buhurdanlar arasında genç sâkîlerin içki sunduğu bir mecliste şiir okuyan saz çalan şarkı söyleyen usta sanatkârlar eşliğinde sürülen zevk u safa tüm Ortadoğu saraylarında vazgeçilmez bir gelenekti. Emevî ve Abbasî dönemlerinden beri bu meclisler levâzim-i saltanat yani hükümdarlığın vazgeçilmez bir âdeti olarak kabul edilirdi. Avrupa saraylarında da bu geleneğin karşılığı olan regalia yani olağanüstü ziyafetler ve eğlenceler hükümdarlığın gerekleri arasında sayılmıştır. Doğu'da olsun Batı'da olsun saray kültürü halk kültüründen her zaman farklı olmuş ve bu farklılık işret meclisi geleneğine ve gösterilen tepkilere de yansımıştır. Bir yandan lalalar üzerinden şehzadelere diğer yandan sâkînâmeler ve kabusnâmeler yoluyla üst sınıf mensuplarına en ince ayrıntısıyla aktarılan bu geleneğin muhalifleri de fütüvvetnâmeler ile kendini ifade ederdi. Halk için yazılmış ahlâk kitapları olan fütüvvetnâmelerde dinin emirlerine karşı hareketler daima kötülenmiş şarap başlıca günah sayılmıştır. Ne var ki sâkînâmeler ve kabusnâmeler dini kurallara aykırı sayılan unsurları İslamiyet ile bağdaştırmayı bir ödev saymıştır: bu eserlerde işret meclislerinin daima Tanrı ve Peygamber'e duâ ile başladığı ve tövbe ile son bulduğu hep vurgulanır. Zira insan zayıftır günah işler sonunda Gaffâru'l-zünûb günahları affedici olan rabbine sığınır. Osmanlı sosyal-kültürel tarihine bir katkı olarak hazırlanan bu eser sarayın ve ona bağlı zarîfler denilen yüksek sınıfın kendine has geleneksel kültürü ile yaşamının az bilinen bir yanına ışık tutmaya çalışıyor.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2018 |
Baskı | 4 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 15,5 x 23 |
ISBN-10 | 6053324171 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 512 |
Has-Bağçede 'Ayş u Tarab: Nedîmler Şâîrler Mutrîbler Osmanlı sarayında padişahların has-bağçede geçirdiği hoş vakitleri ve bu âdetin İslam öncesi İran imparatorluğundan Emevî Abbasî ve Timurî saraylarına uzanan köklü geleneğini o dönemlerde yazılmış değerli kaynaklardan derleyerek sunan bir çalışma. Padişah işret meclisi adıyla anılan bu eğlencelere yakın adamları olan nedimlerle birlikte katılır; şiir musikî ve raks sanatlarının en seçkin örnekleri eşliğinde eğlenirdi. Bu meclisler hükümdarın ve imparatorluktaki seçkin sınıfların zevklerini ve yaşam tarzlarını hem yansıtır hem yeniden biçimlendirirdi. Çiçek bahçeleri havuzlar fıskiyeler su kanalları nahiller buhurdanlar arasında genç sâkîlerin içki sunduğu bir mecliste şiir okuyan saz çalan şarkı söyleyen usta sanatkârlar eşliğinde sürülen zevk u safa tüm Ortadoğu saraylarında vazgeçilmez bir gelenekti. Emevî ve Abbasî dönemlerinden beri bu meclisler levâzim-i saltanat yani hükümdarlığın vazgeçilmez bir âdeti olarak kabul edilirdi. Avrupa saraylarında da bu geleneğin karşılığı olan regalia yani olağanüstü ziyafetler ve eğlenceler hükümdarlığın gerekleri arasında sayılmıştır. Doğu'da olsun Batı'da olsun saray kültürü halk kültüründen her zaman farklı olmuş ve bu farklılık işret meclisi geleneğine ve gösterilen tepkilere de yansımıştır. Bir yandan lalalar üzerinden şehzadelere diğer yandan sâkînâmeler ve kabusnâmeler yoluyla üst sınıf mensuplarına en ince ayrıntısıyla aktarılan bu geleneğin muhalifleri de fütüvvetnâmeler ile kendini ifade ederdi. Halk için yazılmış ahlâk kitapları olan fütüvvetnâmelerde dinin emirlerine karşı hareketler daima kötülenmiş şarap başlıca günah sayılmıştır. Ne var ki sâkînâmeler ve kabusnâmeler dini kurallara aykırı sayılan unsurları İslamiyet ile bağdaştırmayı bir ödev saymıştır: bu eserlerde işret meclislerinin daima Tanrı ve Peygamber'e duâ ile başladığı ve tövbe ile son bulduğu hep vurgulanır. Zira insan zayıftır günah işler sonunda Gaffâru'l-zünûb günahları affedici olan rabbine sığınır. Osmanlı sosyal-kültürel tarihine bir katkı olarak hazırlanan bu eser sarayın ve ona bağlı zarîfler denilen yüksek sınıfın kendine has geleneksel kültürü ile yaşamının az bilinen bir yanına ışık tutmaya çalışıyor.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2018 |
Baskı | 4 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 15,5 x 23 |
ISBN-10 | 6053324171 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 512 |