Tükendi
Gelince Haber VerAsrımızın en önemli müfessiri olan İbn Âşur Batı karşısında kendi problemleriyle zaman kaybeden İslam toplumunun kaderinin bu olmaması gerektiği ve bu problemlerin çözüme kavuşturulacak bir yolunun olmasının kaçınılmaz olduğunu her zaman dile getirmiştir. Eğitimden siyasete kadar karşılaşılacak meselelerin çözümünün iyi bir eğitimle olabileceğini eğitilmiş fertlerden oluşan bir toplumun sosyal meselelerini rahatlıkla çözebileceğine inanır. Ona göre fert fert insanların eğitilmesi ve ahlâki güzelliklerle beslenmesi şarttır. Ahlâklı bir toplumun hem ekonomik bakımdan hem de kültürel bakımdan mutluluğu yakalayacağına inanır. İbn Âşur'a göre müslüman bir toplumun siyasi olarak mutlaka bir devletinin ve yöneticisinin olması kaçınılmazdır. Bu konuda ilk örnek müfessirimize göre Hz. Peygamber ve onun ashâbıdır. Hz. Peygamber bizzat peygamberlik görevinin yanı sıra yöneticilik vazifesini de ifâ etmiştir. O'ndan sonra ise halifelik sistemi ile idare görevi yürütülmüştür. Bu konuyla ilgili İbn Âşur yeni yaklaşımlar da ortaya koymuştur. Yönetimin nasıl olması hangi temeller üzerine kurulması bu yönetimin adının ne olacağı ve yöneticilerle ilgili fikirler üretmiştir. Ona göre yönetim sisteminin adı önemli değildir. Önemli olan yönetilen halka karşı adâlet hoşgörü eşitlik ve hürriyet prensiplerine bağlı bir uygulama biçimi geliştirebilmektir. İbn Âşur'a göre en ideal yönetim şeklinin; yöneticilerin insanların seçimi ile iş başına getirilmelerine dayalı bir sistemden oluşmasıdır. Bu konuda Amerika'da uygulanan sistemin işleyiş biçimi bakımından örnek olabileceğini söyler. Buna her ne kadar demokrasi dense de İslam'ın kendine has bir demokrasi geliştirmesi gereğini savunur.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2016 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21 |
ISBN-10 | 6059852425 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 328 |
Asrımızın en önemli müfessiri olan İbn Âşur Batı karşısında kendi problemleriyle zaman kaybeden İslam toplumunun kaderinin bu olmaması gerektiği ve bu problemlerin çözüme kavuşturulacak bir yolunun olmasının kaçınılmaz olduğunu her zaman dile getirmiştir. Eğitimden siyasete kadar karşılaşılacak meselelerin çözümünün iyi bir eğitimle olabileceğini eğitilmiş fertlerden oluşan bir toplumun sosyal meselelerini rahatlıkla çözebileceğine inanır. Ona göre fert fert insanların eğitilmesi ve ahlâki güzelliklerle beslenmesi şarttır. Ahlâklı bir toplumun hem ekonomik bakımdan hem de kültürel bakımdan mutluluğu yakalayacağına inanır. İbn Âşur'a göre müslüman bir toplumun siyasi olarak mutlaka bir devletinin ve yöneticisinin olması kaçınılmazdır. Bu konuda ilk örnek müfessirimize göre Hz. Peygamber ve onun ashâbıdır. Hz. Peygamber bizzat peygamberlik görevinin yanı sıra yöneticilik vazifesini de ifâ etmiştir. O'ndan sonra ise halifelik sistemi ile idare görevi yürütülmüştür. Bu konuyla ilgili İbn Âşur yeni yaklaşımlar da ortaya koymuştur. Yönetimin nasıl olması hangi temeller üzerine kurulması bu yönetimin adının ne olacağı ve yöneticilerle ilgili fikirler üretmiştir. Ona göre yönetim sisteminin adı önemli değildir. Önemli olan yönetilen halka karşı adâlet hoşgörü eşitlik ve hürriyet prensiplerine bağlı bir uygulama biçimi geliştirebilmektir. İbn Âşur'a göre en ideal yönetim şeklinin; yöneticilerin insanların seçimi ile iş başına getirilmelerine dayalı bir sistemden oluşmasıdır. Bu konuda Amerika'da uygulanan sistemin işleyiş biçimi bakımından örnek olabileceğini söyler. Buna her ne kadar demokrasi dense de İslam'ın kendine has bir demokrasi geliştirmesi gereğini savunur.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2016 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21 |
ISBN-10 | 6059852425 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 328 |