Tükendi
Gelince Haber VerNe yapıyoruz da daha erkeksi ya da daha kadınsı algılanıyoruz? Kadın ve erkek olmayı nasıl nereden kimden öğreniyoruz? Bütün bu öğrendiklerimiz iletişimimizi nasıl etkiliyor? N. Aysun Akıncı Yüksel bunlara ve daha birçok soruya çarpıcı örneklerden yola çıkarak ışık tutuyor.Sürekli öğreniyoruz. Okullarda; okumayı yazmayı matematiği dağları ovaları uzayı... Ve toplumdan da öğreniyoruz; oturmayı kalkmayı yemeği içmeyi gülmeyi ağlamayı... Bunlarla birlikte toplumu var eden tüm kurumların yardımıyla doğduğumuz andan itibaren cinsel kimliğimizi öğreniyoruz. "Erkek dediğin şöyle olur" "kadın dediğin böyle yapar" diyerek bize öğretilmiş ve hatta dayatılmış kural ve kalıpları biz de çevremizde görmeyi umuyoruz. Böylece çoğu zaman farkında olmayarak kadınlık ve erkekliğe dair bu kalıpları yeniden üretiyoruz. "Meltem"in hanım hanımcık bir prenses "Yiğit"in adı gibi atak atılgan bir delikanlı olmasını beklemekte bir sakınca görmüyor "neden?" diye sormuyoruz.Kadın ve erkek olarak toplumsal cinsiyete dayalı farklılıklarımız iletişim biçimimizi de etkiliyor. Oturma biçimimiz evde ve iş yerinde konuşma alışkanlıklarımız çatışma karşısında tutumlarımız hatta birbirimize bakışımız bile toplumsal cinsiyet kalıplarına göre biçimleniyor. Tıpkı iki kişilik bir dans gibi kadın ve erkek olarak iletişimimizde birbirimizin adımlarına uyum sağlamaya çalışıyoruz ve bu hiç de kolay değil...
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2016 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21,5 |
ISBN-10 | 6053370994 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 164 |
Ne yapıyoruz da daha erkeksi ya da daha kadınsı algılanıyoruz? Kadın ve erkek olmayı nasıl nereden kimden öğreniyoruz? Bütün bu öğrendiklerimiz iletişimimizi nasıl etkiliyor? N. Aysun Akıncı Yüksel bunlara ve daha birçok soruya çarpıcı örneklerden yola çıkarak ışık tutuyor.Sürekli öğreniyoruz. Okullarda; okumayı yazmayı matematiği dağları ovaları uzayı... Ve toplumdan da öğreniyoruz; oturmayı kalkmayı yemeği içmeyi gülmeyi ağlamayı... Bunlarla birlikte toplumu var eden tüm kurumların yardımıyla doğduğumuz andan itibaren cinsel kimliğimizi öğreniyoruz. "Erkek dediğin şöyle olur" "kadın dediğin böyle yapar" diyerek bize öğretilmiş ve hatta dayatılmış kural ve kalıpları biz de çevremizde görmeyi umuyoruz. Böylece çoğu zaman farkında olmayarak kadınlık ve erkekliğe dair bu kalıpları yeniden üretiyoruz. "Meltem"in hanım hanımcık bir prenses "Yiğit"in adı gibi atak atılgan bir delikanlı olmasını beklemekte bir sakınca görmüyor "neden?" diye sormuyoruz.Kadın ve erkek olarak toplumsal cinsiyete dayalı farklılıklarımız iletişim biçimimizi de etkiliyor. Oturma biçimimiz evde ve iş yerinde konuşma alışkanlıklarımız çatışma karşısında tutumlarımız hatta birbirimize bakışımız bile toplumsal cinsiyet kalıplarına göre biçimleniyor. Tıpkı iki kişilik bir dans gibi kadın ve erkek olarak iletişimimizde birbirimizin adımlarına uyum sağlamaya çalışıyoruz ve bu hiç de kolay değil...
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2016 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21,5 |
ISBN-10 | 6053370994 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 164 |