Doğu'nun "efsaneler diyarı" diye anılan İstanbul ile Boğaziçi'nin tarihi çok büyüktür. Kendisine "şirin belde" adı da verilen İstanbul'un bir semt tarihi vardır ki bu şimdiye kadar toplu olarak yazılmadı. İstanbul'un semtleri Bizans zamanında nasıldı? Şehir Osmanlıların eline geçtikten sonra yeniden nasıl imar edildi? Bugünkü adları nasıl verildi? Beyoğlu'na Kadıköyü'ne Kasımpaşa'ya Cibali'ye bu adları kim verdi?

Tarih yazanlar İstanbul'u "Bir Şehr-i şöhret ve belde-i zinet" diye anlatırlardı. Bir şair "Çıkmasın adem olan taşraya asla andan Bilelim kadrini cennet gibidir İstanbul" diyerek güzel şehrimizi övmüştür.

Geçmiş zamanlarda İstanbul'a yeryüzünün en uzak yerlerinden gezginler gelirdi. İstanbul'u anlatan eski kitaplardan biri; "Seyyahânı rûy-i zemin tâ Çin'den bu cennetin nakş-ü nigarına yüz sürmek için gelirdi" diyor.

Niyazi Ahmet Banoğlu kendi ifadesiyle; "Ben bütün bunları kuru bir tarih olmaktan kurtarmak için semtlerde geçen en meraklı tarihî vakaları da yazıma aldım. Okurlarımı bir parça sevindirebilirsem ne mutlu..." demiştir.

Banoğlu'nun 1935 yılında Kurun gazetesinde neşredilen tefrikalarının derlenmesiyle oluşturulan bu kitapta İstanbul'a ilişkin renkli bilgiler bulacaksınız.

Değerli kültür adamımız Niyazi Ahmet Banoğlu'nun bu özgün eserini içerik ve görsel yenilemesiyle tekrar okuyucumuzla buluşturmanın ve yeniden kültür hayatımıza sunmanın gururunu okuyucularımızla paylaşıyoruz.