Tükendi
Gelince Haber Verİnsanların toplum halinde bir arada yaşamaları hukuk düzeninin üzerinde önemle durduğu bir olgudur. Toplum halinde bir arada yaşama her şeyden önce ihtisaslaşmayı gerektirir. Sosyal hayatın gereği olarak insan eşya ve diğer ihtiyaç maddeleri sürekli olarak yer değiştirir. Bu olay günümüzde genel olarak motorlu taşıt araçlarıyla gerçekleştirilmektedir. Trafik toplum ve ülkeleri yakından ilgilendiren hukuki sosyal ekonomik ve kriminolojik yönleri olan modern ve evrensel bir olgudur. Motorlu araçların icad edilmesinden sonra ortaya çıkan trafik sorunu giderek kendisini bütün dünyada hissettirmiştir. Sosyal hayat motorlu araçların sağladığı imkanla çok gelişmiş adeta şekil değiştirmiştir. Ancak trafik toplumlarda giderek artan bir ihtiyaç olmakla beraber giderek artan bir tehlike kaynağı haline de gelmiş; bundan dolayı insanlar için çok büyük bir endişe ve kaygı kaynağı olmuştur. Toplumun en yüksek yöneticisinden en sade vatandaşına kadar herkes trafiği aynı surette hissetmekte güvenilir ve uygun bir trafik düzeninin özlemi içinde bulunmaktadır. Bugün motorlu araçla birlikte yaşama bir yandan modern toplumun zorunlu bir şartı olarak ortaya çıkarken diğer yandan da insan hayatını büyük oranda tehlikeye maruz bırakan şehirlerin tıkanmasına havanın kirlenmesine milyonlarca insanın hayatını tehdit eden bir tehlikenin belirmesine sebep olmaktadır. Bilhassa günümüzde trafiğin yoğunlaşması ve özellikle kara trafiğine katılan motorlu araçların teknolojik ve ekonomik gelişme sonucu çok büyük miktarlara ulaşması şehiriçi şehirlerarası ve hatta Uluslararası taşımacılığın bu araçlarla yapılması bunların sebep oldukları zararları hem sayı hem de hacim itibariyle büyük oranda arttırmıştır. Motorlu araçlardan özellikle otobüs ve minibüs gibi kitle taşımacılığı yapanlarla özel ve resmi binek arabalarda ve yük taşımacılığında kullanılan tır ve diğer kamyonlarda modern teknolojinin gerçekleştirdiği büyük hız artışı bunların zarar verme ihtimalini daha yüksek düzeylere çıkarmıştır. Belirli bir hızdan sonra sürücünün istediği zaman durdurma veya yön değiştirme imkanına sahip olmadığı motorlu araçların bu hız hareket ve sahip oldukları ağırlık nedeniyle her an çevreye üçüncü kişilere zarar verme ihtimalleri vardır. Gerçekleşen zararı giderme yükümlülüğünün dolayısıyla zarar verenin sorumluluğunun kusur ilkesine bağlandığı bir hukuk ve sorumluluk düzeninde çevre için tehlikelerle dolu olan motorlu araçlarda trafik kazalarından doğan zararlardan aracın işletenini ancak kusurlu olması halinde sorumlu tutmak ne adalet ne teknoloji ve ne de uygarlık fikrine uygun düşerdi. Zira bu tür araçların sebep oldukları zararlı olayların çoğunda kusurun mevcut olmadığını tespit etmek mümkün olmadığı gibi bir çoğunda kusuru ispat etmek mümkün değildir. Bu itibarla modern teknik ve mekaniğin illi çarkı içinde beşeri bir unsur olan kusur bugün için artık önem ve etkinliğini büyük oranda kaybetmek durumunda kalmıştır. İşte; motorlu araçların arzettiği kendine özgü tipik tehlikenin olumsuz sonuçlarından zarar görenleri koruyabilmek için modern hukuk düzenleri yetersiz kalan kusur sorumluluğundan vazgeçerek bunun yerine daha adil ve daha gerçekçi olan yeni bir sorumluluk sistemini kabul etmek zorunluluğunu duymuştur. Bu amaçla araç işletenin sorumluluğuyla ilgili yeni düzenlemelere gidilmiştir. Bu düzenleme zorunluluğu kendisini ülkemizde de duyurmuş ve motorlu araç işletenin sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda ilke olarak tehlike istisnai olarak da olağan sebep ve kusur sorumluluğuna bağlanmıştır.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2014 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 16 x 24 |
ISBN-10 | 6051463230 |
Kağıt Türü | 1. Hm. Kağıt |
Sayfa Sayısı | 104 |
İnsanların toplum halinde bir arada yaşamaları hukuk düzeninin üzerinde önemle durduğu bir olgudur. Toplum halinde bir arada yaşama her şeyden önce ihtisaslaşmayı gerektirir. Sosyal hayatın gereği olarak insan eşya ve diğer ihtiyaç maddeleri sürekli olarak yer değiştirir. Bu olay günümüzde genel olarak motorlu taşıt araçlarıyla gerçekleştirilmektedir. Trafik toplum ve ülkeleri yakından ilgilendiren hukuki sosyal ekonomik ve kriminolojik yönleri olan modern ve evrensel bir olgudur. Motorlu araçların icad edilmesinden sonra ortaya çıkan trafik sorunu giderek kendisini bütün dünyada hissettirmiştir. Sosyal hayat motorlu araçların sağladığı imkanla çok gelişmiş adeta şekil değiştirmiştir. Ancak trafik toplumlarda giderek artan bir ihtiyaç olmakla beraber giderek artan bir tehlike kaynağı haline de gelmiş; bundan dolayı insanlar için çok büyük bir endişe ve kaygı kaynağı olmuştur. Toplumun en yüksek yöneticisinden en sade vatandaşına kadar herkes trafiği aynı surette hissetmekte güvenilir ve uygun bir trafik düzeninin özlemi içinde bulunmaktadır. Bugün motorlu araçla birlikte yaşama bir yandan modern toplumun zorunlu bir şartı olarak ortaya çıkarken diğer yandan da insan hayatını büyük oranda tehlikeye maruz bırakan şehirlerin tıkanmasına havanın kirlenmesine milyonlarca insanın hayatını tehdit eden bir tehlikenin belirmesine sebep olmaktadır. Bilhassa günümüzde trafiğin yoğunlaşması ve özellikle kara trafiğine katılan motorlu araçların teknolojik ve ekonomik gelişme sonucu çok büyük miktarlara ulaşması şehiriçi şehirlerarası ve hatta Uluslararası taşımacılığın bu araçlarla yapılması bunların sebep oldukları zararları hem sayı hem de hacim itibariyle büyük oranda arttırmıştır. Motorlu araçlardan özellikle otobüs ve minibüs gibi kitle taşımacılığı yapanlarla özel ve resmi binek arabalarda ve yük taşımacılığında kullanılan tır ve diğer kamyonlarda modern teknolojinin gerçekleştirdiği büyük hız artışı bunların zarar verme ihtimalini daha yüksek düzeylere çıkarmıştır. Belirli bir hızdan sonra sürücünün istediği zaman durdurma veya yön değiştirme imkanına sahip olmadığı motorlu araçların bu hız hareket ve sahip oldukları ağırlık nedeniyle her an çevreye üçüncü kişilere zarar verme ihtimalleri vardır. Gerçekleşen zararı giderme yükümlülüğünün dolayısıyla zarar verenin sorumluluğunun kusur ilkesine bağlandığı bir hukuk ve sorumluluk düzeninde çevre için tehlikelerle dolu olan motorlu araçlarda trafik kazalarından doğan zararlardan aracın işletenini ancak kusurlu olması halinde sorumlu tutmak ne adalet ne teknoloji ve ne de uygarlık fikrine uygun düşerdi. Zira bu tür araçların sebep oldukları zararlı olayların çoğunda kusurun mevcut olmadığını tespit etmek mümkün olmadığı gibi bir çoğunda kusuru ispat etmek mümkün değildir. Bu itibarla modern teknik ve mekaniğin illi çarkı içinde beşeri bir unsur olan kusur bugün için artık önem ve etkinliğini büyük oranda kaybetmek durumunda kalmıştır. İşte; motorlu araçların arzettiği kendine özgü tipik tehlikenin olumsuz sonuçlarından zarar görenleri koruyabilmek için modern hukuk düzenleri yetersiz kalan kusur sorumluluğundan vazgeçerek bunun yerine daha adil ve daha gerçekçi olan yeni bir sorumluluk sistemini kabul etmek zorunluluğunu duymuştur. Bu amaçla araç işletenin sorumluluğuyla ilgili yeni düzenlemelere gidilmiştir. Bu düzenleme zorunluluğu kendisini ülkemizde de duyurmuş ve motorlu araç işletenin sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda ilke olarak tehlike istisnai olarak da olağan sebep ve kusur sorumluluğuna bağlanmıştır.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2014 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 16 x 24 |
ISBN-10 | 6051463230 |
Kağıt Türü | 1. Hm. Kağıt |
Sayfa Sayısı | 104 |