Tükendi
Gelince Haber VerBir hayal uğruna bir 'dünya' değişti;Pek uzaklardaki bir ıssız galaksinin merkezlerinde Adalberta diye bir gezegen hayal ettim; öyle bir yerdi ki üzerinde yaşayanların 'gece'den anladıkları biricik yıldızları Aldebaran'ın onları hiç terk etmeyen ışığının sabah'a dek azalıp buruşup büzülmesinden ibaretti.Halklar yılı 10 aya ayı 10 haftaya haftayı 10 güne günü 10 saate saati 100 dakikaya dakikayı 100 saniyeye saniyeyi 100 saliseye 33 harflik bir alfabeyle ayırmak suretiyle mevcutlardı. Ve zamanı ölçmeye bile cüret eden bu varlıkların en önemli kusurları önce 'ölümlü' sonra 'insan' olmaktı o kadar ki taptıkları Tek bir kadına Tanrıça'larına bile yeri geldi isyan ettiler yeri geldi boyun eğdiler. Velhasıl ondalık sisteme kafa yormalarının sebebi de Tanrıça'larının yarattığı doğaya ömürlerine karşı galip gelememeleriydi...Koskoca bir okyanusun çepeçevre kucakladığı tek bir sahanlıktaki tek bir kıtada hayat bulan iki Kraliçeliğe göreydi her şey.Aynıya yakın boylamlar üzerinde kurulmuş iki başkentin arasındaki akıl almaz mesafeyle belirlenen mevsimlerde kadınların diğer cinse 'erkeklere' karşı ilahî hukukî fiilî ve tabii imtiyazları göze çarpacaktı oraya her baktığımda. Çünkü erkekler doğmaya ettikleri lanetleri sürdükleri aciz yaşamla pişirip yemekten semirmiş; kadınlar ise gökte fazlaca yalın kaldıklarını düşünürkenTanrıça'larıyla şereflendirilmişlerdi...Kafalarını kaldırıp izleyecek başka bir yıldız bulamazlardı semalarında; zira o iri füruc evren boyunca bomboştu:Ben gelmesem Tanrıça'larının oyun bahçesinde yapayalnız kalacaklardı...
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2016 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21 |
ISBN-10 | 6051805252 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 655 |
Bir hayal uğruna bir 'dünya' değişti;Pek uzaklardaki bir ıssız galaksinin merkezlerinde Adalberta diye bir gezegen hayal ettim; öyle bir yerdi ki üzerinde yaşayanların 'gece'den anladıkları biricik yıldızları Aldebaran'ın onları hiç terk etmeyen ışığının sabah'a dek azalıp buruşup büzülmesinden ibaretti.Halklar yılı 10 aya ayı 10 haftaya haftayı 10 güne günü 10 saate saati 100 dakikaya dakikayı 100 saniyeye saniyeyi 100 saliseye 33 harflik bir alfabeyle ayırmak suretiyle mevcutlardı. Ve zamanı ölçmeye bile cüret eden bu varlıkların en önemli kusurları önce 'ölümlü' sonra 'insan' olmaktı o kadar ki taptıkları Tek bir kadına Tanrıça'larına bile yeri geldi isyan ettiler yeri geldi boyun eğdiler. Velhasıl ondalık sisteme kafa yormalarının sebebi de Tanrıça'larının yarattığı doğaya ömürlerine karşı galip gelememeleriydi...Koskoca bir okyanusun çepeçevre kucakladığı tek bir sahanlıktaki tek bir kıtada hayat bulan iki Kraliçeliğe göreydi her şey.Aynıya yakın boylamlar üzerinde kurulmuş iki başkentin arasındaki akıl almaz mesafeyle belirlenen mevsimlerde kadınların diğer cinse 'erkeklere' karşı ilahî hukukî fiilî ve tabii imtiyazları göze çarpacaktı oraya her baktığımda. Çünkü erkekler doğmaya ettikleri lanetleri sürdükleri aciz yaşamla pişirip yemekten semirmiş; kadınlar ise gökte fazlaca yalın kaldıklarını düşünürkenTanrıça'larıyla şereflendirilmişlerdi...Kafalarını kaldırıp izleyecek başka bir yıldız bulamazlardı semalarında; zira o iri füruc evren boyunca bomboştu:Ben gelmesem Tanrıça'larının oyun bahçesinde yapayalnız kalacaklardı...
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2016 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21 |
ISBN-10 | 6051805252 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 655 |