Tükendi
Gelince Haber VerBu âlem hakkında yapılmış birbirinden güzel teşbihlerden biri: Kâinat Sarayı.Bu teşbihde tevhid vardır. Bir sarayda iki sultan olmaz. Sarayın tabanı başkasının tavanı başkasının olmaz. Dış duvarlar sultanın iç bölmeler vezirin olmaz. Saray ve sultan bir olunca artık ondaki eşyaları başkasına veremez başkasından bilemezsiniz.Bu kâinat sarayının halıları lâmbaları ve diğer eşyaları bir başka âlemden getirilip de buraya monte edilmiş değiller. Saraydaki her şey ve en önemlisi her misafir saraydan doğuyor. Bir çiçeğe bakalım: Topraktan güneşe kadar sarayın herşeyinin onda bir hissesi vardır. İnsan bedenine nazar edelim: Bu sarayın temel taşları olan elementler onda da mevcut.Dağlar ovalara birer koltuk gibi kurulmuş. Ama başka bir yerden getirilerek değil ovanın içinde yükselerek.Meyveler dallara tutunmuş. Başka bir beldeden ithal edilerek değil ağacın içinden çıkarılarak.Yavru annenin kucağına oturmuş. Bir başka ülkeden gelerek değil onun rahminde büyüyerek...Çeyrek asrı aşkın bir zamandır Zafer Dergisi sayfalarında Risale-i Nur'un temel meselelerini anlatma gayreti ile yazılar yazan Prof. Dr. Alaaddin Başar'ın bu yazılarının dergi sayfaları arasında kalmasına razı olamadık. Derleyip Nur'dan Kelimeler ve Nur'dan Cümleler isimleri altında toplam yedi kitap olarak yayınladık.Özellikle Risale-i Nur'u daha iyi anlamak arzusu duyan genç okurları tarafından büyük bir ilgi ve alâka ile karşılanan bu kitapları şimdi de Risale-i Nur'dan Kelimeler-Cümleler adı altında iki büyük ciltte topladık. Bu çalışmayı konu ve kelimelerine göre sıralayıp aranan konunun daha rahat bulunabilmesi için kitapların başına bir de "konu ve kelime fihristi" koyduk. Böylece bin sayfayı aşan derli toplu bir kaynak eser ortaya çıktı.Okurlarımıza iftiharla sunduğumuz bu iki cilt Risale-i Nur'lardaki en temel meselelerin anlaşılması yolunda yapılmış kapsamlı ve geniş içerikli bir çalışmadır. Bundan sonra yapılacak çalışmalara kaynaklık edecek kadar zengin bir muhtevayı da okurlarına sunmaktadır.Kelimeler Cümleler-2Kaba sert bir ağacın narin ve nazik bir meyve vermesi gibi bu haşmetli ve cansız âlemden kendisine pek de benzemeyen bir varlık süzülmüş: İnsan...Güneş yakarken o yanmış rüzgâr eserken o nefes almış ırmaklar akarken o kanmış toprak mahsul verirken o tüketmiş...Ağacı cansız iken o canlı olmuş âlem görüp işitmezken o görücü ve işitici kılınmış...Artık bu üstün meyve kâinat ağacının gözü kulağı kesilmiş. Bu şerefli rütbe ile birlikte büyük de bir mesuliyet yüklenmiş. O neye hizmet etmişse kâinat da mânen o işin peşine düşmüş; o neye kulak vermişse âlem onu dinlemiş ve o neye bakmışsa bütün hizmetçiler de onu seyre koyulmuşlar...İşte bu insan meyvesinin şu görünen beden hanesinin ötesinde şu âlemi memnun yahut mahzun eden bir efendi mevcut. Elini dilediği meyveye uzatabiliyor. Gözlerini arzu ettiği istikamete dikiyor. Ayaklarını keyfince hareket ettirebiliyor. İşte bütün bir kâinat ve topyekûn insan bedeni o efendi için yapılıp çatılmış.Renkler âlemi onun gözü önünde hazır. Tadlar âlemi onun diline arzedilmekte. İlim ve hikmet âlemi onun aklına bakıyor.Bu beden ve şu kâinat o ruhun önünde iki sahife gibi. Dilerse bedeni okur isterse kâinatı...Çeyrek asrı aşkın bir zamandır Zafer Dergisi sayfalarında Risale-i Nur'un temel meselelerini anlatma gayreti ile yazılar yazan Prof. Dr. Alaaddin Başar'ın bu yazılarının dergi sayfaları arasında kalmasına razı olamadık. Derleyip Nur'dan Kelimeler ve Nur'dan Cümleler isimleri altında toplam yedi kitap olarak yayınladık.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2007 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 15,5 x 23,5 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 992 |
Bu âlem hakkında yapılmış birbirinden güzel teşbihlerden biri: Kâinat Sarayı.Bu teşbihde tevhid vardır. Bir sarayda iki sultan olmaz. Sarayın tabanı başkasının tavanı başkasının olmaz. Dış duvarlar sultanın iç bölmeler vezirin olmaz. Saray ve sultan bir olunca artık ondaki eşyaları başkasına veremez başkasından bilemezsiniz.Bu kâinat sarayının halıları lâmbaları ve diğer eşyaları bir başka âlemden getirilip de buraya monte edilmiş değiller. Saraydaki her şey ve en önemlisi her misafir saraydan doğuyor. Bir çiçeğe bakalım: Topraktan güneşe kadar sarayın herşeyinin onda bir hissesi vardır. İnsan bedenine nazar edelim: Bu sarayın temel taşları olan elementler onda da mevcut.Dağlar ovalara birer koltuk gibi kurulmuş. Ama başka bir yerden getirilerek değil ovanın içinde yükselerek.Meyveler dallara tutunmuş. Başka bir beldeden ithal edilerek değil ağacın içinden çıkarılarak.Yavru annenin kucağına oturmuş. Bir başka ülkeden gelerek değil onun rahminde büyüyerek...Çeyrek asrı aşkın bir zamandır Zafer Dergisi sayfalarında Risale-i Nur'un temel meselelerini anlatma gayreti ile yazılar yazan Prof. Dr. Alaaddin Başar'ın bu yazılarının dergi sayfaları arasında kalmasına razı olamadık. Derleyip Nur'dan Kelimeler ve Nur'dan Cümleler isimleri altında toplam yedi kitap olarak yayınladık.Özellikle Risale-i Nur'u daha iyi anlamak arzusu duyan genç okurları tarafından büyük bir ilgi ve alâka ile karşılanan bu kitapları şimdi de Risale-i Nur'dan Kelimeler-Cümleler adı altında iki büyük ciltte topladık. Bu çalışmayı konu ve kelimelerine göre sıralayıp aranan konunun daha rahat bulunabilmesi için kitapların başına bir de "konu ve kelime fihristi" koyduk. Böylece bin sayfayı aşan derli toplu bir kaynak eser ortaya çıktı.Okurlarımıza iftiharla sunduğumuz bu iki cilt Risale-i Nur'lardaki en temel meselelerin anlaşılması yolunda yapılmış kapsamlı ve geniş içerikli bir çalışmadır. Bundan sonra yapılacak çalışmalara kaynaklık edecek kadar zengin bir muhtevayı da okurlarına sunmaktadır.Kelimeler Cümleler-2Kaba sert bir ağacın narin ve nazik bir meyve vermesi gibi bu haşmetli ve cansız âlemden kendisine pek de benzemeyen bir varlık süzülmüş: İnsan...Güneş yakarken o yanmış rüzgâr eserken o nefes almış ırmaklar akarken o kanmış toprak mahsul verirken o tüketmiş...Ağacı cansız iken o canlı olmuş âlem görüp işitmezken o görücü ve işitici kılınmış...Artık bu üstün meyve kâinat ağacının gözü kulağı kesilmiş. Bu şerefli rütbe ile birlikte büyük de bir mesuliyet yüklenmiş. O neye hizmet etmişse kâinat da mânen o işin peşine düşmüş; o neye kulak vermişse âlem onu dinlemiş ve o neye bakmışsa bütün hizmetçiler de onu seyre koyulmuşlar...İşte bu insan meyvesinin şu görünen beden hanesinin ötesinde şu âlemi memnun yahut mahzun eden bir efendi mevcut. Elini dilediği meyveye uzatabiliyor. Gözlerini arzu ettiği istikamete dikiyor. Ayaklarını keyfince hareket ettirebiliyor. İşte bütün bir kâinat ve topyekûn insan bedeni o efendi için yapılıp çatılmış.Renkler âlemi onun gözü önünde hazır. Tadlar âlemi onun diline arzedilmekte. İlim ve hikmet âlemi onun aklına bakıyor.Bu beden ve şu kâinat o ruhun önünde iki sahife gibi. Dilerse bedeni okur isterse kâinatı...Çeyrek asrı aşkın bir zamandır Zafer Dergisi sayfalarında Risale-i Nur'un temel meselelerini anlatma gayreti ile yazılar yazan Prof. Dr. Alaaddin Başar'ın bu yazılarının dergi sayfaları arasında kalmasına razı olamadık. Derleyip Nur'dan Kelimeler ve Nur'dan Cümleler isimleri altında toplam yedi kitap olarak yayınladık.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2007 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 15,5 x 23,5 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 992 |