Teslimat bölgelerinde kargonuzu kendiniz gidip almalısınız. Sitenin altında teslimat noktaları mevcuttur.
Tükendi
Gelince Haber VerÖzellikle vurgulayalım ki; KEMALİZM Mustafa Kemalin duruşu ya da düşünceleriyle alakası olmayan onun dışında ve ona rağmen uydurulmuş bir kavramdır. Zaten ilk defa yerli Mason ve dönmeler tarafından ardından da Siyonist güdümlü batılı gazeteciler tarafından kullanılmış ölümünden sonra da kendilerine bir ideoloji arayan kimi cumhuriyetçiler tarafından dondurularak formülleştirilmeye çalışılmıştır.
Maalesef "Atatürkçülük"le "Kemalizm"in ne olduğuyla ilgili net bir tanım yapılmamıştır. Atatürkçülükle Kemalizm kavramları anlamlar içerdiği halde aynı manada kullanılmıştır. Ancak Kemalizm Darwinizmi ve Sosyalizmi savunmakta Atatürkçülük ise demokrasiyi ve milli düşünceyi öne çıkarmaktadır.
Bir İngiliz gazeteci Atatürkle bir röportaj yapmıştı. Bu röportajı Amerikan Büyük Kütüphanesinde hâlâ korunmaktadır. Gazeteci bir yerinde Mustafa Kemale şöyle sormaktadır: "Birleşmiş Milletlere üye olmayı düşünüyor musunuz?" Mustafa Kemalin cevabı; bugünkü Batıcı AB yanlısı ve ABD hayranı Kemalistlere ibret olacak bir içerik taşımaktadır: "Biz şartlarımızı koyarız. Kabullerine bağlı. Biz müracaat etmeyiz üye olmak için. Eğer davet gelirse düşünürüz." Evet bunun üzerine Birleşmiş Milletler sadece Türkiyeyi davet edebilmek için yasasını değiştirecek ve ilk davet edilen ülke Türkiye olacaktır!
Biliyorsunuz 1929da dünyada bir ekonomik kriz yaşanmaktaydı. Bütün dünyayı sarsan bu ekonomik krizden Türkiye Atatürkün sayesinde sorunları kolaylıkla atlatmıştı. Yani 1929da bütün dünya buhran yaşamış en gelişmiş ülkeler bile sıkışmıştı. Ama Türkiyede kişi başına düşen milli gelir %512 artmıştı. Eksilmeye alışmışız da artma kelimesi garip karşılanacaktı. Enflasyon ne kadardı? % -1.2 bunlar resmi rakamlardı.
Atatürkten sonra Türkiye sadece Rahmetli Erbakan döneminde bu gelişme ve Millileşme çizgisini yakalayacak ve aşacaktı. Ama ne hazindir ki din istismarcısı ve Haçlı hizmetkârı sahtekârlar yanında Kemalist takılan Masonik kafalar da Erbakana şiddetle karşı çıkacaklardı! Ve tabi bu gaflet ve delaletleri kendilerinin ve ülkenin başına AKP belâsının sarılmasına neden olacaktı!
Siyonist merkezler Türkiye için yeni "izm" arayışlarına başlamıştı. Çünkü gerçek Atatürkçülüğü unutturmak üzere kendilerinin uydurup uygulattıkları Kemalizm iyice yıpranıp laçkalaşmıştı ve artık yama tutmazdı. Faizci sömürü düzenlerine yani talan ve tahribat sistemlerine yeni ve daha yerli bir kılıf bulmaları lazımdı. Bu da adı konulmamış Tayyibizm olmaktaydı. Kemalizme; "Batıcılık ve çağdaşlık" ambalajı sarılmıştı. Tayyibizme ise "Demokratlık ve İslamcılık" cilası yakıştırılmıştı.
Barkod | 9786254442209 |
Basım Yılı | 2020 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 21x13,5 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 512 |
Yazar | Ahmet Akgül |
Özellikle vurgulayalım ki; KEMALİZM Mustafa Kemalin duruşu ya da düşünceleriyle alakası olmayan onun dışında ve ona rağmen uydurulmuş bir kavramdır. Zaten ilk defa yerli Mason ve dönmeler tarafından ardından da Siyonist güdümlü batılı gazeteciler tarafından kullanılmış ölümünden sonra da kendilerine bir ideoloji arayan kimi cumhuriyetçiler tarafından dondurularak formülleştirilmeye çalışılmıştır.
Maalesef "Atatürkçülük"le "Kemalizm"in ne olduğuyla ilgili net bir tanım yapılmamıştır. Atatürkçülükle Kemalizm kavramları anlamlar içerdiği halde aynı manada kullanılmıştır. Ancak Kemalizm Darwinizmi ve Sosyalizmi savunmakta Atatürkçülük ise demokrasiyi ve milli düşünceyi öne çıkarmaktadır.
Bir İngiliz gazeteci Atatürkle bir röportaj yapmıştı. Bu röportajı Amerikan Büyük Kütüphanesinde hâlâ korunmaktadır. Gazeteci bir yerinde Mustafa Kemale şöyle sormaktadır: "Birleşmiş Milletlere üye olmayı düşünüyor musunuz?" Mustafa Kemalin cevabı; bugünkü Batıcı AB yanlısı ve ABD hayranı Kemalistlere ibret olacak bir içerik taşımaktadır: "Biz şartlarımızı koyarız. Kabullerine bağlı. Biz müracaat etmeyiz üye olmak için. Eğer davet gelirse düşünürüz." Evet bunun üzerine Birleşmiş Milletler sadece Türkiyeyi davet edebilmek için yasasını değiştirecek ve ilk davet edilen ülke Türkiye olacaktır!
Biliyorsunuz 1929da dünyada bir ekonomik kriz yaşanmaktaydı. Bütün dünyayı sarsan bu ekonomik krizden Türkiye Atatürkün sayesinde sorunları kolaylıkla atlatmıştı. Yani 1929da bütün dünya buhran yaşamış en gelişmiş ülkeler bile sıkışmıştı. Ama Türkiyede kişi başına düşen milli gelir %512 artmıştı. Eksilmeye alışmışız da artma kelimesi garip karşılanacaktı. Enflasyon ne kadardı? % -1.2 bunlar resmi rakamlardı.
Atatürkten sonra Türkiye sadece Rahmetli Erbakan döneminde bu gelişme ve Millileşme çizgisini yakalayacak ve aşacaktı. Ama ne hazindir ki din istismarcısı ve Haçlı hizmetkârı sahtekârlar yanında Kemalist takılan Masonik kafalar da Erbakana şiddetle karşı çıkacaklardı! Ve tabi bu gaflet ve delaletleri kendilerinin ve ülkenin başına AKP belâsının sarılmasına neden olacaktı!
Siyonist merkezler Türkiye için yeni "izm" arayışlarına başlamıştı. Çünkü gerçek Atatürkçülüğü unutturmak üzere kendilerinin uydurup uygulattıkları Kemalizm iyice yıpranıp laçkalaşmıştı ve artık yama tutmazdı. Faizci sömürü düzenlerine yani talan ve tahribat sistemlerine yeni ve daha yerli bir kılıf bulmaları lazımdı. Bu da adı konulmamış Tayyibizm olmaktaydı. Kemalizme; "Batıcılık ve çağdaşlık" ambalajı sarılmıştı. Tayyibizme ise "Demokratlık ve İslamcılık" cilası yakıştırılmıştı.
Barkod | 9786254442209 |
Basım Yılı | 2020 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 21x13,5 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 512 |
Yazar | Ahmet Akgül |