Tükendi
Gelince Haber VerOsmanlı devleti sınırları içine barındırdığı farlı din dil ırk mezhep ve inançlarla dinî-sosyo-kültürel bir mozaiği yansıtmaktadır. Bu mozaik içindeki bazı cereyanlar kısa ömürlü olurken bazıları yaşadığı toplumu derinden etkileyerek varlığını yüzyıllar boyu sürdürmeyi başarabilmiştir. Tasavvufun tarikatlar şeklinde örgütlenmeye başladığı XII. yüzyıldan itibaren Nakşibendiyye Kübreviyye ve Mevleviyye olmak üzere büyük tarikatları etkileyen Melâmet düşüncesi özellikle XV. yy'da Hacı Bayram-ı Velî tarafında kurulan Bayramiyye tarikatı içinde yeniden ortaya çıkmış ve bir müddet sonra İstanbul'un gündelik hayatında yerine alarak Osmanlı dönemi tasavvufunu derinden etkileyen en önemli ekollerden biri hâline gelmiştir. Kısa zamanda önemli bir taraftar kitlesi kazanan Bayramî- Melâmîleri kendilerine mahsus bir takım uygulama ve inançlar nedeniyle gerek ilmiye sınıfı gerek idarî sınıf gerekse sûfîler tarafından eleştirilmiş taraftarları gibi aleyhtarları da hemen oluşuvermiştir. Diğer tarikatlardan farklı olarak tekke ve dergâhlarının bulunmaması taç hırka zikir âyin semâ devrân gibi uygulamalara yer vermemeleri; tasavvufî hayatta önemli bir yeri olan nafile ibâdetlere yönelmemeleri; inançları açısından kutub inancı ve buna bağlı olarak kutbun merkezî ve idârî bir konuma sahip olması; ehl-i beyt sevgisine yaptıkları vurgu dikkati çekmiş; kendilerini itikadî ve fıkhî hiçbir mezhebe bağlı görmemeleri şer'î cezaları kendi aralarında uygulamaları ve şathiye türünden söz söylemeleri gibi meselelerden dolayı devlet tarafından üzerlerine gidilmiş zendeka ve ilhâd suçlamasıyla şeyhleri ve dervişleri kovuşturmaya uğramış hapsedilmiş sürgüne gönderilmiş hatta idam edilmekten kurtulamamıştır. Bu kitapta XVI. yüzyıldan itibaren gelenek ve görenekleri prensipleri ve inançları kitaplara aktarılmaya başlanan Bayramî Melâmîliği'ne dair yazılmış olan belli başlı lehte veya aleyhteki risâleler konu edinilmiştir. Sarı Abdullah Efendi'nin Semerâtü'l-Fuâd La'lîzâde Abdülbâkî Efendi'nin Sergüzeşt Müstakîmzâde'nin Risâle-i Melâmiyye-i Bayrâmiyye Osman Hakîkî Bey'in İrşâdnâme Sun'ullâh Gaybî'nin Risâle-i Halvetiyye vü Bayrâmiyye Mehmed Amîkî'nin Risâle-i Beyân-ı Hamzaviyye bunlar arasında sayılabilir.
Barkod | 9789944404204 |
Basım Yılı | 2009 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 16 x 23 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 542 |
Osmanlı devleti sınırları içine barındırdığı farlı din dil ırk mezhep ve inançlarla dinî-sosyo-kültürel bir mozaiği yansıtmaktadır. Bu mozaik içindeki bazı cereyanlar kısa ömürlü olurken bazıları yaşadığı toplumu derinden etkileyerek varlığını yüzyıllar boyu sürdürmeyi başarabilmiştir. Tasavvufun tarikatlar şeklinde örgütlenmeye başladığı XII. yüzyıldan itibaren Nakşibendiyye Kübreviyye ve Mevleviyye olmak üzere büyük tarikatları etkileyen Melâmet düşüncesi özellikle XV. yy'da Hacı Bayram-ı Velî tarafında kurulan Bayramiyye tarikatı içinde yeniden ortaya çıkmış ve bir müddet sonra İstanbul'un gündelik hayatında yerine alarak Osmanlı dönemi tasavvufunu derinden etkileyen en önemli ekollerden biri hâline gelmiştir. Kısa zamanda önemli bir taraftar kitlesi kazanan Bayramî- Melâmîleri kendilerine mahsus bir takım uygulama ve inançlar nedeniyle gerek ilmiye sınıfı gerek idarî sınıf gerekse sûfîler tarafından eleştirilmiş taraftarları gibi aleyhtarları da hemen oluşuvermiştir. Diğer tarikatlardan farklı olarak tekke ve dergâhlarının bulunmaması taç hırka zikir âyin semâ devrân gibi uygulamalara yer vermemeleri; tasavvufî hayatta önemli bir yeri olan nafile ibâdetlere yönelmemeleri; inançları açısından kutub inancı ve buna bağlı olarak kutbun merkezî ve idârî bir konuma sahip olması; ehl-i beyt sevgisine yaptıkları vurgu dikkati çekmiş; kendilerini itikadî ve fıkhî hiçbir mezhebe bağlı görmemeleri şer'î cezaları kendi aralarında uygulamaları ve şathiye türünden söz söylemeleri gibi meselelerden dolayı devlet tarafından üzerlerine gidilmiş zendeka ve ilhâd suçlamasıyla şeyhleri ve dervişleri kovuşturmaya uğramış hapsedilmiş sürgüne gönderilmiş hatta idam edilmekten kurtulamamıştır. Bu kitapta XVI. yüzyıldan itibaren gelenek ve görenekleri prensipleri ve inançları kitaplara aktarılmaya başlanan Bayramî Melâmîliği'ne dair yazılmış olan belli başlı lehte veya aleyhteki risâleler konu edinilmiştir. Sarı Abdullah Efendi'nin Semerâtü'l-Fuâd La'lîzâde Abdülbâkî Efendi'nin Sergüzeşt Müstakîmzâde'nin Risâle-i Melâmiyye-i Bayrâmiyye Osman Hakîkî Bey'in İrşâdnâme Sun'ullâh Gaybî'nin Risâle-i Halvetiyye vü Bayrâmiyye Mehmed Amîkî'nin Risâle-i Beyân-ı Hamzaviyye bunlar arasında sayılabilir.
Barkod | 9789944404204 |
Basım Yılı | 2009 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 16 x 23 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 542 |