Tükendi
Gelince Haber VerSokaklarda çalışan çocuklar son on yılda Türkiye'de kent hayatında gittikçe daha fazla görünür oldu. Güneydoğu'dan zorunlu kitlesel göçün bunda büyük etkisi var. Yerlerinden varlıklarından koparılan yeteneklerinin "işe yaramadığı" kentlerde tutunmaya çalışan yoksul ailelerin geçim yükünü çocuklar üstleniyor. Sokakta çalışmaya gidiyorlar. En ağır en "pis" işlere giriyor olmayan "iş"ler icat ediyorlar."Zannediyorlar biz hırsızlık yapıyoruz...""İnsanlar bizi anlamıyor. Bazıları bizi dilenci sanıyor. Bizi küçük görüyorlar küfrediyorlar bir şey diyemiyoruz çekip gidiyoruz."Bu sözlerin sahipleri 11 yaşındaki "Ayşe" ile 14 yaşındaki "Adnan". Ayşe ile Adnan hırsızlık yapmıyorlar dilenmiyorlar. Ayşe Ankara sokaklarında yara bandı satıyor Adnan ayakkabı boyuyor. Böylece ailelerinin geçimine katkıda bulunuyorlar. Hatta "Ayşe"lerin "Adnan"ların getirdiği paralar birçok durumda ailenin ana gelir kalemini oluşturuyor.Betül Altuntaş Ankara sokaklarında çalışan çocukların yaşam dünyasına eğiliyor. Onların ailelerinden tamamen kopmuş olan "sokakta yaşayan çocuklar"dan farkına dikkat çekiyor. "Sokak çocukları" genellemesinin gözden kaçırdığı önemli ayrımlar bunlar... Yazar kağıt mendil çiçek yara bandı satan simitçilik yapan ayakkabı boyayan çöp toplayan dört grubun dinamiklerini iç ilişkilerini aile bağlarını koşullarını da ayrı ayrı ele alıyor. Böylece bu küçük "sokak emekçilerine" yekpare bir kalabalık bir "güruh" olarak bakıldığında farkedilmeyen özellikleri ayrımları saptıyor. Kitapta sokakta çalışan çocukların bütün dünyadaki durumuna konuya ilişkin yaklaşım biçimlerine Türkiye'deki yasal ve kurumsal düzenlemelere ilişkin değerlendirmeler de yer alıyor.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2014 |
Baskı | 2 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 19,5 |
ISBN-10 | 9750501268 |
Kağıt Türü | 2. Hm. Kağıt |
Sayfa Sayısı | 255 |
Sokaklarda çalışan çocuklar son on yılda Türkiye'de kent hayatında gittikçe daha fazla görünür oldu. Güneydoğu'dan zorunlu kitlesel göçün bunda büyük etkisi var. Yerlerinden varlıklarından koparılan yeteneklerinin "işe yaramadığı" kentlerde tutunmaya çalışan yoksul ailelerin geçim yükünü çocuklar üstleniyor. Sokakta çalışmaya gidiyorlar. En ağır en "pis" işlere giriyor olmayan "iş"ler icat ediyorlar."Zannediyorlar biz hırsızlık yapıyoruz...""İnsanlar bizi anlamıyor. Bazıları bizi dilenci sanıyor. Bizi küçük görüyorlar küfrediyorlar bir şey diyemiyoruz çekip gidiyoruz."Bu sözlerin sahipleri 11 yaşındaki "Ayşe" ile 14 yaşındaki "Adnan". Ayşe ile Adnan hırsızlık yapmıyorlar dilenmiyorlar. Ayşe Ankara sokaklarında yara bandı satıyor Adnan ayakkabı boyuyor. Böylece ailelerinin geçimine katkıda bulunuyorlar. Hatta "Ayşe"lerin "Adnan"ların getirdiği paralar birçok durumda ailenin ana gelir kalemini oluşturuyor.Betül Altuntaş Ankara sokaklarında çalışan çocukların yaşam dünyasına eğiliyor. Onların ailelerinden tamamen kopmuş olan "sokakta yaşayan çocuklar"dan farkına dikkat çekiyor. "Sokak çocukları" genellemesinin gözden kaçırdığı önemli ayrımlar bunlar... Yazar kağıt mendil çiçek yara bandı satan simitçilik yapan ayakkabı boyayan çöp toplayan dört grubun dinamiklerini iç ilişkilerini aile bağlarını koşullarını da ayrı ayrı ele alıyor. Böylece bu küçük "sokak emekçilerine" yekpare bir kalabalık bir "güruh" olarak bakıldığında farkedilmeyen özellikleri ayrımları saptıyor. Kitapta sokakta çalışan çocukların bütün dünyadaki durumuna konuya ilişkin yaklaşım biçimlerine Türkiye'deki yasal ve kurumsal düzenlemelere ilişkin değerlendirmeler de yer alıyor.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2014 |
Baskı | 2 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 19,5 |
ISBN-10 | 9750501268 |
Kağıt Türü | 2. Hm. Kağıt |
Sayfa Sayısı | 255 |