Milletlerarası tahkimin kendine has özellikleri sebebiyle tarafların temsilcilerinin bazı nitelikleri ve tabi oldukları etik ve mesleki kurallar ile bu kurallardan kaynaklanan ihtilaflar da özgün meselelerdir. Temsilcilere dair milletlerarası boyutta uygulanan bir etik ve mesleki kurallar bütünü bulunmamaktadır. Milli hukuk düzenlemelerinde yer alan etik ve mesleki kurallarının ise milletlerarası tahkim yargılamaları açısından uygulama alanı belirsizlik arz etmektedir. Farklı birçok hukuk sistemlerinden gelen temsilcilerin aynı milletlerarası tahkim yargılamasında görev alması da günümüzde sıklıkla karşılaşılan bir gerçeklik haline gelmiştir. Dolayısıyla milletlerarası tahkimde temsilcilerin tabi olduğu birbirleri ile uyumsuz ve hatta birbirleri ile çelişen etik ve mesleki kurallar gündeme gelebilmektedir.
Bu eserde milletlerarası tahkim yargılamalarında temsilciler temsilcilerin etik ve mesleki kurallar açısından herhangi bir hukuki rejime tabi olup olmadıkları ve temsilcilerin bu yargılamalar kapsamındaki faaliyetleri sebebiyle herhangi bir yaptırımın gündeme gelip gelmeyeceği meseleleri derinlemesine incelenmekte ve mümkün olduğunca öğretideki görüşler uygulamadaki değerlendirmeler ve emsal kararlar ve farklı hukuk sistemlerinde konuların ne şekilde ele alındığı da değerlendirilmektedir.