Modernleşme serencamı bizde her yönüyle batılı hayat tarzına öykünmenin uzun ve de trajik bir yolculuğuna tekabül eder. Bu süreçte çok derin kırılmalara değişim ve dönüşümlere sahne olan Kur'ânî düsturlarımızdan biri de mahremiyet olgusudur. Bu bağlamda Nûr Sûresi'nin içinde bulunduğumuz modern dünyanın benimsediği profan kabuller ve hayat tarzı karşısında önemli ve de güncel hususlara temas ettiği görülmektedir. Maalesef müslüman hayatının önemli değerlerinden olan helâl-haram tesettür iffet mahrem-nâmahrem gibi kavramlar batı kültüründen alınan yaşam biçimleriyle ya muhteva yönünden buharlaşmış ya da unutulmaya yüz tutmuştur. Moda akımlarının getirdiği câhiliye teberrücü özel hayatların fütursuzca ortalığa saçılması cinsiyetsiz toplum tasarımları ahlaki kuralları yıkılması gereken tabular olarak gören sınırsız özgürlük telakkileri kodlarını Kur'ân ve sünnetten aldığımız mahremiyet anlayışımızı tehdit etmektedir. Toplumun büyük bir kısmında görülen bu yapısal dönüşüm ve manevi erozyon asla sâdık kalma mücadelesi verenleri modern kabuller karşısında adeta bir "hanif toplum" düzeyine götürmektedir. İşte Nûr Sûresi'nin nurlu âyetleri bin yıllık İslâmî kimliğimize dair üzüntüyle müşahede ettiğimiz ahlâkî kırılmalar karşısında müslüman nesle kaybedilen değerleri hatırlatacak ilkeler sunmaktadır.