Tükendi
Gelince Haber VerÖlmeyi Bilen Adam Türkiye'nin yetiştirdiği büyük adamlardan birinin Çağdaş Türk tiyatrosunun sinemasının babası Muhsin Ertuğrul'un yaşamına odaklanan bir anlatı okurken edebî tatlar alacağınız bir biyografi. Genç kuşak öykücülüğümüzün önemli isimlerinden Ayşegül Çelik çok sevdiği eğitimini aldığı tiyatroya ve Türk tiyatrosunun kurucusuna vefa borcunu on yılı aşkın bir süre üzerinde çalıştığı bu kapsamlı araştırmayla ödüyor.1900'lerin başında İstanbul kahvehanelerinde meddahlar hayalbazlar; derme çatma sahnelerde ateş yutanlar curcunabazlar zorbazlar vardı. Direklerarası'nda Madam Eftelya Şamran Hanım komik-i şehir Naşit sahne alıyor Mınakyan'ın tiyatrosu dolup dolup boşalıyordu. İstanbul'un bir kazan gibi kaynadığı büyük değişimlere altüst oluşlara hazırlandığı yıllardı.Çocukluğundan itibaren kendini tiyatronun büyülü dünyasında bulan Muhsin Ertuğrul bu sanatın toplum için kurtarıcı olduğuna inandı. Ömrü boyunca türlü önyargılarla savaşan Muhsin Ertuğrul ilk Hamlet'i sahnelemekle tiyatro okulları kurmakla Türk tiyatrosunu dramaturgi kavramıyla tanıştırmakla kalmadı Müslüman kadınların perdede sahnede görünmesine de önayak oldu. Tiyatroyu Anadolu'nun en ücra köşelerine taşıyan bir sanat militanıydı o. Biz de Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun Muhsin Ertuğrul'un ardından söylediklerine katılıyoruz: "Geleneklerden sıyrılıp onu yatırarak değil ayakları üzerine dikerek toprağa vermek gerekirdi."
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2013 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21 |
ISBN-10 | 9750715907 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 240 |
Ölmeyi Bilen Adam Türkiye'nin yetiştirdiği büyük adamlardan birinin Çağdaş Türk tiyatrosunun sinemasının babası Muhsin Ertuğrul'un yaşamına odaklanan bir anlatı okurken edebî tatlar alacağınız bir biyografi. Genç kuşak öykücülüğümüzün önemli isimlerinden Ayşegül Çelik çok sevdiği eğitimini aldığı tiyatroya ve Türk tiyatrosunun kurucusuna vefa borcunu on yılı aşkın bir süre üzerinde çalıştığı bu kapsamlı araştırmayla ödüyor.1900'lerin başında İstanbul kahvehanelerinde meddahlar hayalbazlar; derme çatma sahnelerde ateş yutanlar curcunabazlar zorbazlar vardı. Direklerarası'nda Madam Eftelya Şamran Hanım komik-i şehir Naşit sahne alıyor Mınakyan'ın tiyatrosu dolup dolup boşalıyordu. İstanbul'un bir kazan gibi kaynadığı büyük değişimlere altüst oluşlara hazırlandığı yıllardı.Çocukluğundan itibaren kendini tiyatronun büyülü dünyasında bulan Muhsin Ertuğrul bu sanatın toplum için kurtarıcı olduğuna inandı. Ömrü boyunca türlü önyargılarla savaşan Muhsin Ertuğrul ilk Hamlet'i sahnelemekle tiyatro okulları kurmakla Türk tiyatrosunu dramaturgi kavramıyla tanıştırmakla kalmadı Müslüman kadınların perdede sahnede görünmesine de önayak oldu. Tiyatroyu Anadolu'nun en ücra köşelerine taşıyan bir sanat militanıydı o. Biz de Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun Muhsin Ertuğrul'un ardından söylediklerine katılıyoruz: "Geleneklerden sıyrılıp onu yatırarak değil ayakları üzerine dikerek toprağa vermek gerekirdi."
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2013 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21 |
ISBN-10 | 9750715907 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 240 |