Tükendi
Gelince Haber VerOsmanlı Kudüs'ü 19. yüzyılın ikinci yarısı ve 20. yüzyıl baslarında yalnızca dini hüviyeti ile ön plana çıkan bir kent degildir. Osmanlı hükümetinin merkeziyetçilik politikası
dogrultusunda gerçeklestirdigi reformlar sayesinde "siyasi bir merkez" hüviyeti kazanmıs; Avrupa devletlerinin himaye ettikleri cemaatler için gerçeklestirdikleri imar insa ve misyonerlik faaliyetleri dolayısıyla bir "koloni kenti" haline gelmeye baslamıstır.
Böylesi bir manzarada kent siyasetini hangi gruplar yönlendirmekte kitlelerin talep ve sikayetlerini kimler dile getirmektedir? Hangi zümreler birbirleri ile ittifak kurarken
hangileri birbirlerine husumet gütmektedir? Farklı mezheplere mensup farklı diller konusan farklı kültürel degerlere ve gündelik yasam alıskanlıklarına sahip kent
sakinleri ortak hareket etme kapasitesine sahip midir? Osmanlı hükümetinin Müslüman ve gayrimüslim cemaatler tarafından yöneltilen talep ve sikayetlere yaklasımı nasıl olmustur? Elinizdeki çalısma 1840-1914 yılları arasında bizzat Kudüs sakinleri tarafından yerel ve merkezi Osmanlı makamlarına sunulan toplu dilekçeler (Osmanlı diplomasisindeki ifadesiyle arz-ı mahzarlar) perspektifinden bu sorulara yanıtlar bulma çabasının bir sonucudur. 19. yüzyılın ikinci yarısı ve 20. yüzyılın baslarında Osmanlı yönetim prensipleri mesruiyet algısı bürokratik ve anayasal gelismeler merkezde ve tasrada gerçeklestirilen reformlar kamuoyunu daha görünür kılan kitle iletisim araçlarının ve ulasım/ haberlesme olanaklarının gelisimi
kapsamında dilekçe sisteminin geçirdigi dönüsümler yine Kudüslülerin dilekçeleri örnekleminde anlamlandırılmaya çalısılmıstır.
Barkod | 9786259431109 |
Basım Yılı | 2024 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 16,5 x 24 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 512 |
Osmanlı Kudüs'ü 19. yüzyılın ikinci yarısı ve 20. yüzyıl baslarında yalnızca dini hüviyeti ile ön plana çıkan bir kent degildir. Osmanlı hükümetinin merkeziyetçilik politikası
dogrultusunda gerçeklestirdigi reformlar sayesinde "siyasi bir merkez" hüviyeti kazanmıs; Avrupa devletlerinin himaye ettikleri cemaatler için gerçeklestirdikleri imar insa ve misyonerlik faaliyetleri dolayısıyla bir "koloni kenti" haline gelmeye baslamıstır.
Böylesi bir manzarada kent siyasetini hangi gruplar yönlendirmekte kitlelerin talep ve sikayetlerini kimler dile getirmektedir? Hangi zümreler birbirleri ile ittifak kurarken
hangileri birbirlerine husumet gütmektedir? Farklı mezheplere mensup farklı diller konusan farklı kültürel degerlere ve gündelik yasam alıskanlıklarına sahip kent
sakinleri ortak hareket etme kapasitesine sahip midir? Osmanlı hükümetinin Müslüman ve gayrimüslim cemaatler tarafından yöneltilen talep ve sikayetlere yaklasımı nasıl olmustur? Elinizdeki çalısma 1840-1914 yılları arasında bizzat Kudüs sakinleri tarafından yerel ve merkezi Osmanlı makamlarına sunulan toplu dilekçeler (Osmanlı diplomasisindeki ifadesiyle arz-ı mahzarlar) perspektifinden bu sorulara yanıtlar bulma çabasının bir sonucudur. 19. yüzyılın ikinci yarısı ve 20. yüzyılın baslarında Osmanlı yönetim prensipleri mesruiyet algısı bürokratik ve anayasal gelismeler merkezde ve tasrada gerçeklestirilen reformlar kamuoyunu daha görünür kılan kitle iletisim araçlarının ve ulasım/ haberlesme olanaklarının gelisimi
kapsamında dilekçe sisteminin geçirdigi dönüsümler yine Kudüslülerin dilekçeleri örnekleminde anlamlandırılmaya çalısılmıstır.
Barkod | 9786259431109 |
Basım Yılı | 2024 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 16,5 x 24 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 512 |