Tükendi
Gelince Haber VerOsmanlı Devleti'nin neredeyse son iki asrı Rusya ile rekabet içerisinde geçmiştir. Özellikle de 18. yüzyılın sonlarından itibaren Osmanlı'nın başlıca hasmı her fırsatta sınırları tecavüz eden istikrarlı bir şekilde Osmanlı tebaası arasında ayrılıkçı hareketleri destekleyen ve Osmanlı'yı uluslararası arenada zayıf düşürmeye çabalayan Rusya İmparatorluğu'dur. Yine Küçük Kaynarca hezimetinden itibaren Osmanlı'da askerî idari ve iktisadi ıslahat çabalarının temel tetikleyici unsuru Rus ordusu karşısında yaşanan ağır yenilgiler ve bu yenilgilerin dayattığı diplomatik tavizlerin acı hatırasıdır. Buradan hareketle azılı ve dişli bir hasım gibi görünse de Rus İmparatorluğu da tıpkı Osmanlı Devleti gibi 18. yüzyıldan itibaren askerî idari ve iktisadi modernleşme ve bunların getirdiği sorunlarla yüzleşmiştir. Tüm bunlar düşünüldüğünde tarihsel serencamları ciddi paralellikler arz eden bu iki devletin siyasi askerî iktisadi ve kültürel tarihlerinin karşılaştırmalı okunmasından hâsıl olacak faydalar açıktır. Adrian Brisku Osmanlı ve Rus İmparatorluklarında Siyasi Reformlar -Karşılaştırmalı Bir Yaklaşım- başlıklı çalışmasında iki imparatorluğu da "siyasi reform" çerçevesinde ve on dokuzuncu yüzyıl bağlamında ele alıyor. Yazar siyasi reformu da maddi bağlamı ve sonuçlarından ziyade zihinsel arkaplanı ve kavramsal çerçevesi etrafında değerlendiriyor. Brisku bu tercihi gayet haklı ve isabetli bir eleştiriye dayandırıyor: Şimdiye kadar reformun teolojik bir bakışla yani sürecin nihayetinde olanlar üzerinden anlamlandırılmış olması. İki imparatorluk da 20. yüzyılın başında eşzamanlı olarak yıkıldığı için 19. yüzyıldaki ıslahat çabaları da "başarısız" olarak değerlendirilmekte. Brisku bu "başarısızlık" anlatısının 19. yüzyıl tarihçiliğine vurduğu mühre dikkat çekiyor ve bu mantık hatasına karşı metodolojik bir eleştiri getiriyor. Yazarın bu tür yöntemsel olarak sorunlu yaklaşımlara karşı teklifiyse iki imparatorlukta da reformun tartışmalı ve olumsal bir süreç olduğunun bilincinde olmak ve Alman tarihçi Reinhart Ksolleck'in kavram tarihi yaklaşımından ilham alarak ıslahatların kavramsal arkaplanına odaklanmak. |
Barkod | 9786256967229 |
Basım Yılı | 2023 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 14,5 x 21,5 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 320 |
Osmanlı Devleti'nin neredeyse son iki asrı Rusya ile rekabet içerisinde geçmiştir. Özellikle de 18. yüzyılın sonlarından itibaren Osmanlı'nın başlıca hasmı her fırsatta sınırları tecavüz eden istikrarlı bir şekilde Osmanlı tebaası arasında ayrılıkçı hareketleri destekleyen ve Osmanlı'yı uluslararası arenada zayıf düşürmeye çabalayan Rusya İmparatorluğu'dur. Yine Küçük Kaynarca hezimetinden itibaren Osmanlı'da askerî idari ve iktisadi ıslahat çabalarının temel tetikleyici unsuru Rus ordusu karşısında yaşanan ağır yenilgiler ve bu yenilgilerin dayattığı diplomatik tavizlerin acı hatırasıdır. Buradan hareketle azılı ve dişli bir hasım gibi görünse de Rus İmparatorluğu da tıpkı Osmanlı Devleti gibi 18. yüzyıldan itibaren askerî idari ve iktisadi modernleşme ve bunların getirdiği sorunlarla yüzleşmiştir. Tüm bunlar düşünüldüğünde tarihsel serencamları ciddi paralellikler arz eden bu iki devletin siyasi askerî iktisadi ve kültürel tarihlerinin karşılaştırmalı okunmasından hâsıl olacak faydalar açıktır. Adrian Brisku Osmanlı ve Rus İmparatorluklarında Siyasi Reformlar -Karşılaştırmalı Bir Yaklaşım- başlıklı çalışmasında iki imparatorluğu da "siyasi reform" çerçevesinde ve on dokuzuncu yüzyıl bağlamında ele alıyor. Yazar siyasi reformu da maddi bağlamı ve sonuçlarından ziyade zihinsel arkaplanı ve kavramsal çerçevesi etrafında değerlendiriyor. Brisku bu tercihi gayet haklı ve isabetli bir eleştiriye dayandırıyor: Şimdiye kadar reformun teolojik bir bakışla yani sürecin nihayetinde olanlar üzerinden anlamlandırılmış olması. İki imparatorluk da 20. yüzyılın başında eşzamanlı olarak yıkıldığı için 19. yüzyıldaki ıslahat çabaları da "başarısız" olarak değerlendirilmekte. Brisku bu "başarısızlık" anlatısının 19. yüzyıl tarihçiliğine vurduğu mühre dikkat çekiyor ve bu mantık hatasına karşı metodolojik bir eleştiri getiriyor. Yazarın bu tür yöntemsel olarak sorunlu yaklaşımlara karşı teklifiyse iki imparatorlukta da reformun tartışmalı ve olumsal bir süreç olduğunun bilincinde olmak ve Alman tarihçi Reinhart Ksolleck'in kavram tarihi yaklaşımından ilham alarak ıslahatların kavramsal arkaplanına odaklanmak. |
Barkod | 9786256967229 |
Basım Yılı | 2023 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 14,5 x 21,5 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 320 |