Din insanlık kadar geçmişi olan bir olgudur. İlahi dinlerde yüce yaratıcı mesajlarını insanlar içinden seçtiği elçilerle onlara ulaştırmıştır. Bu bakımdan İslam inanç esaslarını ilahiyat ve ahiret ile birlikte nübüvvet oluşturmaktadır. Peygamber fizil alem ile fizik ötesi alem arasında bir anlamda köprü vazifesi icra ettiğinden onun üzerinde gerçekleşen tartışmalar diğer iki konuya oranla daha fazla olmuştur. Özellikle İslam düşüncesi tarihinde nübüvvet tartışmaları düşüncesi tarihinde nübüvveti reddeden akımlara karşı yapılan fikri mücadelede kelam felsefe ve tasavvuf ekolleri gibi muhaddisler de kendi tavırlarını ortaya koymuşlardır. Nitekim nübüvveti konu alan ilim dalları içinde delail hasais fedail ve şemail türünde yazılan eserlerin hemen tamamında muhaddislerin imzası vardır. Alamet ve mucize dallarında ise kelamcıların telifatına eşlik eden muhaddislerin izleri görülür.