Her anne ve baba bebekleri ağladığında bunun yiyecek içecek ve uyku ihtiyacından ya da herhangi bir sağlık sorunundan kaynaklandığı konusunda bilgi sahibidir. Onunla arasında güçlü bir düşünsel ve duygusal bağ olduğundan bebeğin yardımına koşmak için ikna olmaya önceden hazırdır. İhtiyacın karşılanması ya da sorunun çözümlenmesi amacına yönelik dikkat çekici bir uyarı olan ağlama böylece tüm anne ve babaları harekete geçiren bir mesaj niteliği kazanır. Bu yüzden "ağlamayan çocuğa meme vermezler" özdeyişi dünyaya gözümüzü açtıktan sonra hemen öğrenip doğruluğunu test ettikten sonra uyguladığımız güçlü bir reklam stratejisidir. Ağlamamız ise tehdit içerdiği için eylemi hızlandıran etkili bir reklam spotu (keşke reklamın ikna etme ve harekete geçirme işlevi profesyonel yaşamda da bu kadar kolay gerçekleşebilse) ...Sosyal yaşam içindeki her birey kafasında da olsa mutlaka reklam metinleri yazar... Turgut Denizer kitabın alt başlığından anlaşılacağı üzere meraklılarına metin yazma uğraşını daha sistematik ve akademik hale getiren çağrışım metodlarını kullanarak içimizdeki yaratıcılığı ve sanatı canlandırmaya çalışıyor. Deneyimlerden yola çıkarak oluşturulan elinizdeki kitap reklamı sadece bir pazarlama aracı olarak görmeyen bütünlüklü bir bakış açısını ve özgür düşünceyi gerektiren bir yöntemsel bütünlüğü öneriyor ve elbette objektifliğe halel getirmeyen Reklam Yazarı Olsa Ne Yazar şerhiyle de koyuyor son noktayı.