Tükendi
Gelince Haber VerDünyaya gelen her çocuk, pek çok şey olmaya müsait ve müstaid tertemiz bir fıtratla doğar. Onun en saf, en masum haliyle terbiyesi, kabiliyetlerini inkişaf ettirmesi her şeyden ve herkesten önce anne-babanın sorumluluğu altındadır. Bu, "Çocuk aziz ise terbiyesi daha azizdir" sözünün de ifade ettiği gibi hakikaten ciddi ve zor bir meseledir; "çocuk büyütmek taş kemirmek" deyimi de belki en çok bunun için geçerlidir. Belleğimizde yer eden, "Ağaç yaşken eğilir, demir tavında dövülür.” gibi atasözleri de küçük yaşta verilen eğitimin önemini, bunun ihmal edilemeyecek mühim hususlardan biri olduğunu veciz bir şekilde ifade eder. Çünkü "çubuk iken çatılmayan, odun iken bükülmez." O halde kalıplara dökülmeyi bekleyen bir maden misali çocuklar, fıtratları köreltilmeden, kendi ruh ve mana köklerimize göre şekillendirilmelidir. Yoksa ayrı bir kalıbın insanı olarak yetişecek, zayi edilecek, israf olacaktır. Tabi, bu dönemde ailenin çocuk karşısındaki tavrı çok önemlidir. Nasihatler, telkinler çocuğa muhakkak birçok şey kazandıracak ama bunlardan daha çok ona tesir eden, gördüğü ve duyduğu sessiz nasihatler olacaktır. Zaten çok da "sözden anlamaz" çocuk. Anne-babanın da bittecrübe bildiği bir şeydir bu. "Kedi oğlu miyavlayarak doğar.”, "Karganın yavrusu şahin olmaz." gibi atasözlerinin de belirttiği üzere çocuk anne-babasını taklit eder, onlardan gördükleriyle hayatına devam eder. Sadece davranışlarını değil, duygusal tavırlarını da alır kendisine. "Sen seversen yavrunu, o da sever yavrusunu." sözü de bu gerçeği vurgular. Bu bakımdan anne-baba, çocuklarının kendilerini her an izlediğini ve gördüğü duyduğu her şeyin de tesirinde kalabileceğini bir lahza hatırlarından çıkarmamalıdır. O halde, çocuğun nasıl olması arzu ediliyorsa anne-baba da öyle olmalıdır. Dolayısıyla anne-babanın da, çocuğun tahayyül edilen istikbali yönünde bir hayat sürmesi elzemdir. Her ne kadar yavruya etki eden bugün birçok saik varsa da hiçbir şey sorumlu bir anne-baba kadar etkili değildir. Aslında iyi bir çocuk terbiyesi, eğitimi de çocuğun kıymetinin farkında olmakla ilgili bir meseledir. O bir “emanet”, “evin neşesi”, “evin direği”, "bugünün çocuğu yarının büyüğü”, "geleceğin teminatı”dır. Toplumun geleceğini belirleyen önemli bir değerdir. O nice güzel renk ve kokularla çiçek açacak ve açtıracak tohum, gölgesinde nicelerine yer veren kocaman bir çınara dönüşecek çekirdektir. Onlara hak ettiği değeri takdir edemeyenler millet hayatında çok mühim bir unsuru hafife almış olurlar. Bu şekilde onları ihmal eden aileler millet olarak inkıraza uğramaya, asıllarını kaybetmeye mahkûmdurlar. Bugün, fenalıklar işleyen, ahlaksızlık peşinde sürüklenen, görülünce burun kıvırılanlar dün ihmal edilen çocuklardır ve bunların mesulleri de zamanında onların terbiyesini ellerinde bulunduranlardır. Gelecekteki her türlü felaket ve faziletin mesulü de bugünkü nesillerin talim ve terbiyesiyle ilgilenenler olacaktır.
Kitap Özellikleri'''''''Barkod | 3339876061034 |
Basım Yılı | Ekim – Kasım – Aralık 2020 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | türkçe |
Ebat | 26x17.5 |
Sayfa Sayısı | 88 |
Dünyaya gelen her çocuk, pek çok şey olmaya müsait ve müstaid tertemiz bir fıtratla doğar. Onun en saf, en masum haliyle terbiyesi, kabiliyetlerini inkişaf ettirmesi her şeyden ve herkesten önce anne-babanın sorumluluğu altındadır. Bu, "Çocuk aziz ise terbiyesi daha azizdir" sözünün de ifade ettiği gibi hakikaten ciddi ve zor bir meseledir; "çocuk büyütmek taş kemirmek" deyimi de belki en çok bunun için geçerlidir. Belleğimizde yer eden, "Ağaç yaşken eğilir, demir tavında dövülür.” gibi atasözleri de küçük yaşta verilen eğitimin önemini, bunun ihmal edilemeyecek mühim hususlardan biri olduğunu veciz bir şekilde ifade eder. Çünkü "çubuk iken çatılmayan, odun iken bükülmez." O halde kalıplara dökülmeyi bekleyen bir maden misali çocuklar, fıtratları köreltilmeden, kendi ruh ve mana köklerimize göre şekillendirilmelidir. Yoksa ayrı bir kalıbın insanı olarak yetişecek, zayi edilecek, israf olacaktır. Tabi, bu dönemde ailenin çocuk karşısındaki tavrı çok önemlidir. Nasihatler, telkinler çocuğa muhakkak birçok şey kazandıracak ama bunlardan daha çok ona tesir eden, gördüğü ve duyduğu sessiz nasihatler olacaktır. Zaten çok da "sözden anlamaz" çocuk. Anne-babanın da bittecrübe bildiği bir şeydir bu. "Kedi oğlu miyavlayarak doğar.”, "Karganın yavrusu şahin olmaz." gibi atasözlerinin de belirttiği üzere çocuk anne-babasını taklit eder, onlardan gördükleriyle hayatına devam eder. Sadece davranışlarını değil, duygusal tavırlarını da alır kendisine. "Sen seversen yavrunu, o da sever yavrusunu." sözü de bu gerçeği vurgular. Bu bakımdan anne-baba, çocuklarının kendilerini her an izlediğini ve gördüğü duyduğu her şeyin de tesirinde kalabileceğini bir lahza hatırlarından çıkarmamalıdır. O halde, çocuğun nasıl olması arzu ediliyorsa anne-baba da öyle olmalıdır. Dolayısıyla anne-babanın da, çocuğun tahayyül edilen istikbali yönünde bir hayat sürmesi elzemdir. Her ne kadar yavruya etki eden bugün birçok saik varsa da hiçbir şey sorumlu bir anne-baba kadar etkili değildir. Aslında iyi bir çocuk terbiyesi, eğitimi de çocuğun kıymetinin farkında olmakla ilgili bir meseledir. O bir “emanet”, “evin neşesi”, “evin direği”, "bugünün çocuğu yarının büyüğü”, "geleceğin teminatı”dır. Toplumun geleceğini belirleyen önemli bir değerdir. O nice güzel renk ve kokularla çiçek açacak ve açtıracak tohum, gölgesinde nicelerine yer veren kocaman bir çınara dönüşecek çekirdektir. Onlara hak ettiği değeri takdir edemeyenler millet hayatında çok mühim bir unsuru hafife almış olurlar. Bu şekilde onları ihmal eden aileler millet olarak inkıraza uğramaya, asıllarını kaybetmeye mahkûmdurlar. Bugün, fenalıklar işleyen, ahlaksızlık peşinde sürüklenen, görülünce burun kıvırılanlar dün ihmal edilen çocuklardır ve bunların mesulleri de zamanında onların terbiyesini ellerinde bulunduranlardır. Gelecekteki her türlü felaket ve faziletin mesulü de bugünkü nesillerin talim ve terbiyesiyle ilgilenenler olacaktır.
Kitap Özellikleri'''''''Barkod | 3339876061034 |
Basım Yılı | Ekim – Kasım – Aralık 2020 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | türkçe |
Ebat | 26x17.5 |
Sayfa Sayısı | 88 |