Tükendi
Gelince Haber VerCenab-ı Hak, insanı mükerrem bir varlık olarak yaratmış; onu, can, mal, ırz, namus, neseb itibariyle de koruma altına almış, dokunulmaz kılmıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) vasıtasıyla bu durum bir kez daha tespit ve tescil edilerek hatırlatılmış, insana hak ettiği değer yeniden kazandırılmıştır. İnsanın, Rabbi katındaki bu değerinin bir tezâhürü olarak, kendisi hakkında, hoşlanmayacağı bir sözün, gıyabında söylenmesi de büyük günahlardan sayılmış; bu, kelâm-ı ilahi olan Kuran-i Kerimde de kayıt altına alınmıştır. Rahim olan Rabbimiz, yokluğunda, kendini müdafaa edemeyeceği zamanlarda da kulunun manevi kıymetini muhafaza etmiş; hatalı da olsa, günahkâr da olsa mümin kulunun şahsiyetine leke sürülmesine, kimliğine zarar verilmesine, gönlünün incinmesine razı olmamıştır. Haddizatında gıybetin de ne sahibine ne dinleyenlere ne de gıybete konu olan kimseye bir faydası vardır. Gıybetle bir kötülük düzelmediği gibi bilakis gıybet müfsit bir şey olarak sadece kötülük üretir ve geleceğimiz başkasının insafına teslim edilmiş olur. Gıybet hakkında tarih boyunca çok şeyler söylenmiş, yazılıp çizilmiş şüphesiz. Bunda, bu hataya düşmenin kolay, düştükten sonra ise vaz geçmenin zor olmasının büyük payı olabilir. Bugün ise gıybet, basın-yayın organlar ile meslek haline getirilmiş; telefonlarla avuçlarımızın içine, parmaklarımızın ucuna kadar gelmiş; sosyal medya ise bu işin çatalı-bıçağı olmuştur. Netice itibariyle başkasının şahs-ı mânevisine olan hassasiyetin kaybolduğu; konuşulanların dinlenilenlerin gıybet olup olmamasının fark edilemez hatta önemsenmez hale geldiği günümüzde Reyhan da senenin ilk sayısında bu hususa dikkat çekmek istedi.
Kitap ÖzellikleriBarkod | 3339876061031 |
Basım Yılı | Ocak – Şubat – Mart 2020 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | türkçe |
Ebat | 26x17.5 |
Sayfa Sayısı | 80 |
Cenab-ı Hak, insanı mükerrem bir varlık olarak yaratmış; onu, can, mal, ırz, namus, neseb itibariyle de koruma altına almış, dokunulmaz kılmıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) vasıtasıyla bu durum bir kez daha tespit ve tescil edilerek hatırlatılmış, insana hak ettiği değer yeniden kazandırılmıştır. İnsanın, Rabbi katındaki bu değerinin bir tezâhürü olarak, kendisi hakkında, hoşlanmayacağı bir sözün, gıyabında söylenmesi de büyük günahlardan sayılmış; bu, kelâm-ı ilahi olan Kuran-i Kerimde de kayıt altına alınmıştır. Rahim olan Rabbimiz, yokluğunda, kendini müdafaa edemeyeceği zamanlarda da kulunun manevi kıymetini muhafaza etmiş; hatalı da olsa, günahkâr da olsa mümin kulunun şahsiyetine leke sürülmesine, kimliğine zarar verilmesine, gönlünün incinmesine razı olmamıştır. Haddizatında gıybetin de ne sahibine ne dinleyenlere ne de gıybete konu olan kimseye bir faydası vardır. Gıybetle bir kötülük düzelmediği gibi bilakis gıybet müfsit bir şey olarak sadece kötülük üretir ve geleceğimiz başkasının insafına teslim edilmiş olur. Gıybet hakkında tarih boyunca çok şeyler söylenmiş, yazılıp çizilmiş şüphesiz. Bunda, bu hataya düşmenin kolay, düştükten sonra ise vaz geçmenin zor olmasının büyük payı olabilir. Bugün ise gıybet, basın-yayın organlar ile meslek haline getirilmiş; telefonlarla avuçlarımızın içine, parmaklarımızın ucuna kadar gelmiş; sosyal medya ise bu işin çatalı-bıçağı olmuştur. Netice itibariyle başkasının şahs-ı mânevisine olan hassasiyetin kaybolduğu; konuşulanların dinlenilenlerin gıybet olup olmamasının fark edilemez hatta önemsenmez hale geldiği günümüzde Reyhan da senenin ilk sayısında bu hususa dikkat çekmek istedi.
Kitap ÖzellikleriBarkod | 3339876061031 |
Basım Yılı | Ocak – Şubat – Mart 2020 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | türkçe |
Ebat | 26x17.5 |
Sayfa Sayısı | 80 |