Tükendi
Gelince Haber VerBir hayal kurmaya ne dersiniz?
Düşünün ki ülkenin tüm edebiyatçıları birleşmiş. Şaka değil. Hepsi aynı coğrafyanın sanatçısı yazarı olduğunun bilinciyle yan yana gelmiş. O yakadan bu yakaya o kulvardan bu kulvara o cenahtan bu cenaha... Edebiyat Cumhuriyeti'nin bütün romancıları öykü yazarları şairleri eleştirmenleri akademisyenleri kurmuşlar bir parlamento edebiyatın dününü bugününü tartışıyorlar. Ne için? Geleceğini kurmak için. Toprağını bereketlendirmek için. Hani o çoğunlukla bir temenniden öteye geçemeyen "yüz çiçek açsın" felsefesini gerçekleştirebilmek için...
"Hayal bu!" diyeceksiniz biliyorum... Biz de zaten bir hayal kurmak için çıktık yola. Ama kurmak fiili içinde "gerçekleştirme"yi de barındırdığına göre her hayalin bir gün gerçek olma olasılığını yok sayamayız... Yok sayarsak dükkânı kapatıp gitmek gerekir. Biz bu dükkânı açalı çok olmadı ama kurduğumuz hayalleri gerçekleştirme iradesini gösterince neler olabileceğini çoktan öğrendik (bkz. Roman Kahramanları dergisinin bir yılı dolduran tüm sayıları). Hem edebiyatçı dediğin hayalleriyle var madem bizden hayal kurmadan edebiyat dergisi çıkartmamızı beklemesin kimse.
Şimdi her şeyi bir yana bırakın. Ayaklarınızı yerden kesmenizi engelleyen tüm ipleri bir makas darbesiyle kesip atın. Onun kaşı bunun gözü demeden bir düşünün. Edebiyat Cumhuriyeti'nin azımsanmayacak bir tarihi güçlü kalemleri olduğunu kim yadsıyabilir? Buraya kadar hemfikirsek eğer şu sorunun yanıtını aramalıyız hep beraber: Cumhuriyetimizin bu birikimiyle uyumlu bir fikir hayatından söz edebilir miyiz?
Günümüzde televizyonlarda dergilerde üniversitelerde liselerde kültür merkezlerinde hadi hepsinden vazgeçelim yazarların buluştuğu kafelerde edebiyat üzerine derin tartışmaların yürütüldüğüne farklı ve yeni fikirlerin doğduğuna bunların manifestolara döküldüğüne tanık oldunuz mu? Siz de dost meclislerinde bir kere olsun şu düşünceyi dillendirmediniz mi "nerede o eski edebiyat matineleri nerede o eski tartışma ortamları birbirini kıyasıya eleştiren yazarlar?" Pek çok eleştirmenin yazarın serzenişlerine tanık oldum. "Ortaya bir tez atıyoruz ama kimse ilgilenmiyor. Kimse tek söz söylemiyor ne kimse itiraz ediyor ne de iyi söylemişsin diyor." Siz de bunun içler acısı bir durum olduğunu düşünmüyor musunuz? Bugün hepimize örnek gösterilen Fethi Naci bile Yüzyılın Yüz Türk Romanı kitabında bundan yakınıyor Kemal Tahir'in roman kahramanı Kâmil Bey'le ilgili yazdığı bir yazı sözkonusu olunca: "Bu konuda 1 Aralık 1981'de yazdığım ve bugüne kadar hiçbir yazarın ilgilenmek gereğini duymadığı incelemeyi bu kitapta Esir Şehrin İnsanları eleştirisinin sonuna 'ek' olarak koyuyorum" Bu yazıyı da dergi sayfalarımızda bulacağınızı hemen belirtelim...
Bugün 50'lerin 60'ların hatta 70'lerin tartışma ortamlarını yaratabilmek gerçekten "hayal" mi bir kez daha düşünmek gerek. Biz çok daha iyisinin mümkün olduğuna inanıyoruz. O yüzden bu sayımızla birlikte kolları sıvıyoruz. Bir soru atıyoruz ortaya. Tartışmaya açıyoruz. Her sayıda edebiyata romana roman kahramanlarına dair bir soruyla Edebiyat Cumhuriyeti'nin tüm yurttaşlarını düşünmeye tartışmaya çağırıyoruz. Bundan sonra dosya konusu olarak ele aldığımız roman kahramanlarıyla ilgili yazıları da aynı yaklaşımla ele almayı hedefliyoruz. Diyoruz ki farklı fikirler sayfalarımızda karşı karşıya gelsin. Roman Kahramanları'nın 2011 hayali bu. Bakalım bu yıl hangi tartışmalara gebe olacak? Var mısınız?
Barkod | 4440000000221 |
Basım Yılı | 2010 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 19 x 24 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 142 |
Bir hayal kurmaya ne dersiniz?
Düşünün ki ülkenin tüm edebiyatçıları birleşmiş. Şaka değil. Hepsi aynı coğrafyanın sanatçısı yazarı olduğunun bilinciyle yan yana gelmiş. O yakadan bu yakaya o kulvardan bu kulvara o cenahtan bu cenaha... Edebiyat Cumhuriyeti'nin bütün romancıları öykü yazarları şairleri eleştirmenleri akademisyenleri kurmuşlar bir parlamento edebiyatın dününü bugününü tartışıyorlar. Ne için? Geleceğini kurmak için. Toprağını bereketlendirmek için. Hani o çoğunlukla bir temenniden öteye geçemeyen "yüz çiçek açsın" felsefesini gerçekleştirebilmek için...
"Hayal bu!" diyeceksiniz biliyorum... Biz de zaten bir hayal kurmak için çıktık yola. Ama kurmak fiili içinde "gerçekleştirme"yi de barındırdığına göre her hayalin bir gün gerçek olma olasılığını yok sayamayız... Yok sayarsak dükkânı kapatıp gitmek gerekir. Biz bu dükkânı açalı çok olmadı ama kurduğumuz hayalleri gerçekleştirme iradesini gösterince neler olabileceğini çoktan öğrendik (bkz. Roman Kahramanları dergisinin bir yılı dolduran tüm sayıları). Hem edebiyatçı dediğin hayalleriyle var madem bizden hayal kurmadan edebiyat dergisi çıkartmamızı beklemesin kimse.
Şimdi her şeyi bir yana bırakın. Ayaklarınızı yerden kesmenizi engelleyen tüm ipleri bir makas darbesiyle kesip atın. Onun kaşı bunun gözü demeden bir düşünün. Edebiyat Cumhuriyeti'nin azımsanmayacak bir tarihi güçlü kalemleri olduğunu kim yadsıyabilir? Buraya kadar hemfikirsek eğer şu sorunun yanıtını aramalıyız hep beraber: Cumhuriyetimizin bu birikimiyle uyumlu bir fikir hayatından söz edebilir miyiz?
Günümüzde televizyonlarda dergilerde üniversitelerde liselerde kültür merkezlerinde hadi hepsinden vazgeçelim yazarların buluştuğu kafelerde edebiyat üzerine derin tartışmaların yürütüldüğüne farklı ve yeni fikirlerin doğduğuna bunların manifestolara döküldüğüne tanık oldunuz mu? Siz de dost meclislerinde bir kere olsun şu düşünceyi dillendirmediniz mi "nerede o eski edebiyat matineleri nerede o eski tartışma ortamları birbirini kıyasıya eleştiren yazarlar?" Pek çok eleştirmenin yazarın serzenişlerine tanık oldum. "Ortaya bir tez atıyoruz ama kimse ilgilenmiyor. Kimse tek söz söylemiyor ne kimse itiraz ediyor ne de iyi söylemişsin diyor." Siz de bunun içler acısı bir durum olduğunu düşünmüyor musunuz? Bugün hepimize örnek gösterilen Fethi Naci bile Yüzyılın Yüz Türk Romanı kitabında bundan yakınıyor Kemal Tahir'in roman kahramanı Kâmil Bey'le ilgili yazdığı bir yazı sözkonusu olunca: "Bu konuda 1 Aralık 1981'de yazdığım ve bugüne kadar hiçbir yazarın ilgilenmek gereğini duymadığı incelemeyi bu kitapta Esir Şehrin İnsanları eleştirisinin sonuna 'ek' olarak koyuyorum" Bu yazıyı da dergi sayfalarımızda bulacağınızı hemen belirtelim...
Bugün 50'lerin 60'ların hatta 70'lerin tartışma ortamlarını yaratabilmek gerçekten "hayal" mi bir kez daha düşünmek gerek. Biz çok daha iyisinin mümkün olduğuna inanıyoruz. O yüzden bu sayımızla birlikte kolları sıvıyoruz. Bir soru atıyoruz ortaya. Tartışmaya açıyoruz. Her sayıda edebiyata romana roman kahramanlarına dair bir soruyla Edebiyat Cumhuriyeti'nin tüm yurttaşlarını düşünmeye tartışmaya çağırıyoruz. Bundan sonra dosya konusu olarak ele aldığımız roman kahramanlarıyla ilgili yazıları da aynı yaklaşımla ele almayı hedefliyoruz. Diyoruz ki farklı fikirler sayfalarımızda karşı karşıya gelsin. Roman Kahramanları'nın 2011 hayali bu. Bakalım bu yıl hangi tartışmalara gebe olacak? Var mısınız?
Barkod | 4440000000221 |
Basım Yılı | 2010 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 19 x 24 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 142 |