Tükendi
Gelince Haber VerMetafizik 'varlık olmak bakımından varlık' başka bir ifadeyle 'salt varlığı' konu edinerek insanın bilgi ve araştırma eylemlerinin doğruluk ölçütü sayılan bilimdir. Her bilim meşruiyetini metafizik ile irtibatından kazanır. Başından beri süregelen ciddi itirazların gölgesinde kırılmalardan geçse bile varlık bilimi olma hüviyetini hiçbir zaman yitirmedi metafizik. Müslüman düşünürler Greklerden tevarüs ettikleri metafiziği yeni sorunlarla zenginleştirmiş olsalar bile temel istikametini değiştirmediler. İslam filozofları için metafiziğin temel sorunu varlık maksadı ise Tanrı'nın varlığının ispatlanmasıydı. İbnü'l-Arabî'yle başlayan fakat nihai formunu Konevî'de bulan yeni metafizik anlayışı ise varlık ile Tanrı arasında kurduğu irtibatla metafiziği yeniden yorumladı. Tarihsel olarak 'son-kurucu metafizikçiler' diyebileceğimiz bu düşünürler Allah'ın varlığını müsellem bir kaziye sayarak metafiziğin mevzusu saydı. Bu yaklaşımın anlamı açıktı: Allah akıl sahibi hiçbir insanın inkâr edemeyeceği nihai gerçeklik ve hakikattir. Var olmayı kabul eden her insan bir ilke şeklinde Allah'ın varlığını kabul etmiştir. İnsanın görevi genellikle pasif olabilecek bu 'ilke'den hareketle insanı ve âlemi yeni gözle yorumlayabileceği Allah hakkında bir marifet o sağlam marifete dayalı ve bazen ona kaynaklık teşkil edecek bir ahlak kazanabilmekti. Bunun yolu ise Allah hakkındaki gerçek bilgiyi getiren Peygamber'i 'burhan' yani kesin delil kabul etmektir. Fatiha Suresi Tefsiri'nde Konevî insan-Allah-âlem irtibatını bir bilgi ve ahlak meselesi olarak ele alarak metafiziği bu istikamette yorumlar.Ekrem Demirli
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2014 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 19,5 |
ISBN-10 | 6055107895 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 520 |
Metafizik 'varlık olmak bakımından varlık' başka bir ifadeyle 'salt varlığı' konu edinerek insanın bilgi ve araştırma eylemlerinin doğruluk ölçütü sayılan bilimdir. Her bilim meşruiyetini metafizik ile irtibatından kazanır. Başından beri süregelen ciddi itirazların gölgesinde kırılmalardan geçse bile varlık bilimi olma hüviyetini hiçbir zaman yitirmedi metafizik. Müslüman düşünürler Greklerden tevarüs ettikleri metafiziği yeni sorunlarla zenginleştirmiş olsalar bile temel istikametini değiştirmediler. İslam filozofları için metafiziğin temel sorunu varlık maksadı ise Tanrı'nın varlığının ispatlanmasıydı. İbnü'l-Arabî'yle başlayan fakat nihai formunu Konevî'de bulan yeni metafizik anlayışı ise varlık ile Tanrı arasında kurduğu irtibatla metafiziği yeniden yorumladı. Tarihsel olarak 'son-kurucu metafizikçiler' diyebileceğimiz bu düşünürler Allah'ın varlığını müsellem bir kaziye sayarak metafiziğin mevzusu saydı. Bu yaklaşımın anlamı açıktı: Allah akıl sahibi hiçbir insanın inkâr edemeyeceği nihai gerçeklik ve hakikattir. Var olmayı kabul eden her insan bir ilke şeklinde Allah'ın varlığını kabul etmiştir. İnsanın görevi genellikle pasif olabilecek bu 'ilke'den hareketle insanı ve âlemi yeni gözle yorumlayabileceği Allah hakkında bir marifet o sağlam marifete dayalı ve bazen ona kaynaklık teşkil edecek bir ahlak kazanabilmekti. Bunun yolu ise Allah hakkındaki gerçek bilgiyi getiren Peygamber'i 'burhan' yani kesin delil kabul etmektir. Fatiha Suresi Tefsiri'nde Konevî insan-Allah-âlem irtibatını bir bilgi ve ahlak meselesi olarak ele alarak metafiziği bu istikamette yorumlar.Ekrem Demirli
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2014 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 19,5 |
ISBN-10 | 6055107895 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 520 |