Tükendi
Gelince Haber VerBiz sanatı nasıl seviyorsak sanatın da bizi sevebileceğini az çok sezinlemiş olmamız gerekir. Sanatla bir etkileşime girmeden ne onu hakkıyla tanıyabilir ne de o sırrını bütünüyle bizimle paylaşabilir. Evet sanat bize gelir içimizde doğar gelişir ve nihai noktada bizi dönüştürür. Yarım kalan ve sükût-u hayale uğrayan bir sevgi değildir bu. Sanat bizi bir yerden alıp başka bir yere götürürken verdiği sözde hep durmuştur. Sanatın evrensel belleği güzelliği (çirkin de olsa) ifadeyi ve düşünceyi yaratan bir tür arketiptir. Nesnelere nasıl bir bakışımız varsa nesnelerin de üzerimizde aynı şekilde bir bakışı vardır. Esasen sanatın doğasından dışa doğru sürekli yayılan etki altında bırakan bir "aura"; renklere çizgilere ve desenlere sinmiş sanatçının hiç kesintiye uğramayan sevgisidir bu.Ali Akay sanat üzerine yazılarında uzun yılların birikimini yansıtıyor. Sergilerden bienallere müzelerden çağdaş sanat akımlarına kadar birçok konuyu kavramsal ve felsefi düzeyde değerlendiriyor. Paul Cézanne Marcel Duchamp Jean Miró Jean-Luc Moulène Anish Kapoor gibi yaratıcı dönüştürücü ve eleştirel dünyaların izlerini adım adım takip ediyor. Marquis de Sade Pierre Bourdieu ve Gilles Deleuze gibi isimlerle bu perspektif daha da genişliyor. Ayrıca sanatın sosyolojik bir bakışa tâbi tutulduğu yazılardaysa toplumun sanata karşı hâlâ büyük bir borcunun olduğunu ve sanatın sevgisinde karşılık bulamadığı ortamlarda bu hesabın pek de kolay kapanamayacağı görülüyor.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2017 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 14 x 21 |
ISBN-10 | 9752410633 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 288 |
Biz sanatı nasıl seviyorsak sanatın da bizi sevebileceğini az çok sezinlemiş olmamız gerekir. Sanatla bir etkileşime girmeden ne onu hakkıyla tanıyabilir ne de o sırrını bütünüyle bizimle paylaşabilir. Evet sanat bize gelir içimizde doğar gelişir ve nihai noktada bizi dönüştürür. Yarım kalan ve sükût-u hayale uğrayan bir sevgi değildir bu. Sanat bizi bir yerden alıp başka bir yere götürürken verdiği sözde hep durmuştur. Sanatın evrensel belleği güzelliği (çirkin de olsa) ifadeyi ve düşünceyi yaratan bir tür arketiptir. Nesnelere nasıl bir bakışımız varsa nesnelerin de üzerimizde aynı şekilde bir bakışı vardır. Esasen sanatın doğasından dışa doğru sürekli yayılan etki altında bırakan bir "aura"; renklere çizgilere ve desenlere sinmiş sanatçının hiç kesintiye uğramayan sevgisidir bu.Ali Akay sanat üzerine yazılarında uzun yılların birikimini yansıtıyor. Sergilerden bienallere müzelerden çağdaş sanat akımlarına kadar birçok konuyu kavramsal ve felsefi düzeyde değerlendiriyor. Paul Cézanne Marcel Duchamp Jean Miró Jean-Luc Moulène Anish Kapoor gibi yaratıcı dönüştürücü ve eleştirel dünyaların izlerini adım adım takip ediyor. Marquis de Sade Pierre Bourdieu ve Gilles Deleuze gibi isimlerle bu perspektif daha da genişliyor. Ayrıca sanatın sosyolojik bir bakışa tâbi tutulduğu yazılardaysa toplumun sanata karşı hâlâ büyük bir borcunun olduğunu ve sanatın sevgisinde karşılık bulamadığı ortamlarda bu hesabın pek de kolay kapanamayacağı görülüyor.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2017 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 14 x 21 |
ISBN-10 | 9752410633 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 288 |