Tükendi
Gelince Haber VerSınıf yönetimini okul aile ülke yönetiminden soyutlamak doğru değildir. Çünkü sınıf yönetimi toplumdaki farklı kademedeki yönetim biçeminin planlanmış eğitim ortamına yansıyan bir maketidir.Aile içerisinde baskıcı bir tutum sergileyen sokakta sürekli olarak başkalarına hükmetmekten ve baskı kurmaktan hoşlanan bir bireyin sınıfta demokratik bir öğretmen davranışı göstermesini beklemek gerçekçi bir yaklaşım olmasa gerek. Diğer taraftan çocuk doğduğu andan itibaren "Yemeğini üzerine dökme." "Masaya dokunma." "Hızlı koşma." daha sonra sokakta "Çimlere basmayınız." "Kırmızı ışıkta geçmeyiniz." "Yere tükürmeyiniz." kuralları ve anlayışı ile büyüyen çocuktan sınıfta sorumlu bireyler olarak davranmasını beklemek de gerçekçi değildir.Özellikle aile ve içinde bulunulan arkadaş grubu öğrencinin toplumsallaşma sürecinde önemli rol oynar. Bu toplumsallaşmanın yapısı çocukta özgür ve yaratıcı düşüncenin gelişmesini ve sorumlu bireyler olarak davranmasını engelleyebilir. İşte okul ortamı özellikle sınıf ortamı toplumsallaşma sürecinde istenmeyen özelliklerin azaltıldığı istenen özelliklerin kazandırıldığı eğitim ortamlarıdır.Bu anlayışın hâkim olduğu bir toplumsal yapıda eğitim biliminin ilkelerine uygun olarak öğrenme-öğretme ortamı hazırlamak ve öğrenciyi öğrenmeye güdüleyecek sorumlu bireyler olarak yetişmesini sağlayacak sınıf ortamı oluşturmak oldukça güç olabilir. Belki bu anlayışın gereği olarak ilköğretimde yeni öğretim programının temel amaçlardan biri de öğrencinin hazır bilgiyi alan değil bilgiyi sorgulayan ve sorumluluk duygusunu geliştiren bir ilkeye dayanmasıdır. Bu bağlamda sınıf yönetiminin bireyde bu özelliklerin gelişmesine olanak sağlayacak nitelikte olması bir zorunluluk göstermektedir.Yirmi birinci yüzyıl bilgi çağıdır. Bir toplumun bilgi çağında yaşamını sürdürmesi ancak ve ancak bilgileri olduğu gibi almasına değil yeni bilgileri zamanında sorgulayarak almasına ve aynı zamanda yeni bilgiler üretmesine bağlıdır.Bu nedenle sınıf yönetim anlayışında da önemli değişiklikler olmaya başlamıştır. Öğretmen öğretme sürecinde her öğrenciden gelebilecek ipucu ve dönütleri dikkate almak değerlendirmek ve uygun davranışı göstermek durumundadır.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2014 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 16 x 23,5 |
ISBN-10 | 6051339672 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 376 |
Sınıf yönetimini okul aile ülke yönetiminden soyutlamak doğru değildir. Çünkü sınıf yönetimi toplumdaki farklı kademedeki yönetim biçeminin planlanmış eğitim ortamına yansıyan bir maketidir.Aile içerisinde baskıcı bir tutum sergileyen sokakta sürekli olarak başkalarına hükmetmekten ve baskı kurmaktan hoşlanan bir bireyin sınıfta demokratik bir öğretmen davranışı göstermesini beklemek gerçekçi bir yaklaşım olmasa gerek. Diğer taraftan çocuk doğduğu andan itibaren "Yemeğini üzerine dökme." "Masaya dokunma." "Hızlı koşma." daha sonra sokakta "Çimlere basmayınız." "Kırmızı ışıkta geçmeyiniz." "Yere tükürmeyiniz." kuralları ve anlayışı ile büyüyen çocuktan sınıfta sorumlu bireyler olarak davranmasını beklemek de gerçekçi değildir.Özellikle aile ve içinde bulunulan arkadaş grubu öğrencinin toplumsallaşma sürecinde önemli rol oynar. Bu toplumsallaşmanın yapısı çocukta özgür ve yaratıcı düşüncenin gelişmesini ve sorumlu bireyler olarak davranmasını engelleyebilir. İşte okul ortamı özellikle sınıf ortamı toplumsallaşma sürecinde istenmeyen özelliklerin azaltıldığı istenen özelliklerin kazandırıldığı eğitim ortamlarıdır.Bu anlayışın hâkim olduğu bir toplumsal yapıda eğitim biliminin ilkelerine uygun olarak öğrenme-öğretme ortamı hazırlamak ve öğrenciyi öğrenmeye güdüleyecek sorumlu bireyler olarak yetişmesini sağlayacak sınıf ortamı oluşturmak oldukça güç olabilir. Belki bu anlayışın gereği olarak ilköğretimde yeni öğretim programının temel amaçlardan biri de öğrencinin hazır bilgiyi alan değil bilgiyi sorgulayan ve sorumluluk duygusunu geliştiren bir ilkeye dayanmasıdır. Bu bağlamda sınıf yönetiminin bireyde bu özelliklerin gelişmesine olanak sağlayacak nitelikte olması bir zorunluluk göstermektedir.Yirmi birinci yüzyıl bilgi çağıdır. Bir toplumun bilgi çağında yaşamını sürdürmesi ancak ve ancak bilgileri olduğu gibi almasına değil yeni bilgileri zamanında sorgulayarak almasına ve aynı zamanda yeni bilgiler üretmesine bağlıdır.Bu nedenle sınıf yönetim anlayışında da önemli değişiklikler olmaya başlamıştır. Öğretmen öğretme sürecinde her öğrenciden gelebilecek ipucu ve dönütleri dikkate almak değerlendirmek ve uygun davranışı göstermek durumundadır.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2014 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 16 x 23,5 |
ISBN-10 | 6051339672 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 376 |