Tükendi
Gelince Haber VerVarlık sahnesine çıktığı günden beri ilişki içerisinde bulunduğu tabiî ve sosyal çevrenin ve bizzat kendisinin kaynaklık ettiği sorunlarla karşı karşıya kalan insanın bu sorunlar ve sorumluluklar alanı içerisindeki mücadelesi özellikle son asrımızda var olma mücadelesi şekline dönüşmüş veya ona doğru hızlı bir şekilde ilerlemektedir. Globalleşmenin bireysel ve toplumsal düzlemdeki bütün sınırları yok eden özelliklerini alabildiğine hissettirdiği birey ve toplumu derinden sarsan sayısız sorunların yaşandığı günümüz dünyasında insanlık onuruna yakışır aydınlık geleceğin inşası için hepimize sorumluluklar düşmektedir. Zira yaşadığımız süreçte insanlık var olma mücadelesi vermektedir. 19. yüzyıldan sonra geleceğe yönelik tahminler bağlamında 20. yüzyılın pozitif bilimlerin asrı olacağı ve insanlığın bütün problemlerinin çözüleceği kısaca insanın huzur bulacağı asır olarak öngörülmüştür. 20. yüzyıl beklenildiği gibi bilim ve teknoloji asrı olmuş geçmiş asırlara kıyasla baş döndürücü gelişmelere sahne olmuştur. Bütün bu bilimsel ve teknolojik gelişmelere rağmen insanların mutlu olamadığı hatta birey ve toplumların varlıklarının devamlılığını sağlayan küresel nitelikteki tabiî ve beşerî değerlerin yok olması gibi ciddî bir tehlikeye doğru hızla hareket edildiği görülmektedir. Kökleri çok öncelere giden yanlışların neden olduğu günümüz global problemlerinin pek çok sebebi bulunmaktadır. Bu sebeplerin en dikkat çekenlerinin başında ise insanın varlık âlemindeki konumlanmasındaki sapmalar gelmektedir. Bu çerçevede insanın varlığını fıtratına uygun sosyal ve tabiî çevresi ile anlamlı ve kendisine yakışır ilişkiler içerisinde sürdürebilmesine zemin teşkil eden katkı sağlayan değerler sistemine sırt dönmesinin bu temel problemlerin ortaya çıkmasında etkili olduğu gözlemlenmektedir. Dünya genelinde insanlığın geleceğini tehdit eden açlık fakirlik işsizlik çevre kirliliği doğal afetler sosyal adaletsizlik fırsat eşitsizliği Ahlakî çöküntü manevî kirlenme madde bağımlılığı inançsızlık zulüm yolsuzluk yetersiz sağlık koşulları eğitim ve hukuk alanında karşılaşılan sorunlar tarihî ve kültürel değerlerin yok edilmesi ve benzeri problemler yaşanmaktadır. Söz konusu sorunların yanı sıra insanlar arasındaki diyalog hoşgörü ve tolerans eksikliği farklılıklara karşı tahammülsüzlük ve farklılıklarla barış içinde bir arada yaşama konusundaki başarısızlık nedeniyle meydana gelen şiddet ve terör gibi sorunlar da bugünün insanını yoğun olarak meşgul etmektedir. Bu sorunlar yalnızca bir yöreyi bölgeyi yada halkı değil küresel anlamda bütün insanları şu yada bu şekilde etkilemekte bu sorunların üstesinden gelebilecek toplumlar arası kalıcı çözüm yolları aranmaktadır. Bilimsel gelişmelerin mevcut gidişatın olumlu hale getirilmesi noktasında önemli katkılarının olacağı hatta olması gerektiği aşikârdır. Bunun yanı sıra sorunların sadece pozitif bilimi ilgilendirmediği meselenin ciddi ahlakî vb. problem alanlarından oluşması nedeniyle bugün karşı karşıya bulunduğumuz problemlerin ortadan kaldırılması en azından asgariye çekilmesi bağlamında ilahî dinler özelinde İslam dinin yapabileceği katkı göz ardı edilemeyecek niteliktedir. Bütün ilahî dinler sorumlulukları olan bir varlık olarak insanı tanımlarken aynı zamanda onun sorumluluk alanları ile de ilgilenmektedir. Yine ilahî dinlerde ki ahiret inancı bağlamında var olan ahirette bu dünyada yaşanılan her şeyden hesaba çekileceğine dair olan inanç insanın dünya nimetleri karşısında sorumluluklarını yerine getirmeyi unutmaması ebedî olan ahiret hayatını hesaba katan bir hayat sürmesine dikkat çekmektedir. Yüce Rabbimizin "İnsanoğlu kendisini başıboş bırakılacağını mı sanır?" (Kıyame 36) ve "Nihayet o gün (dünyada yararlandığınız nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz." (Tekasür 8)
Kitap ÖzellikleriBarkod | 9789751944665 | ||
favorilerime ekle
Kitap Açıklaması Varlık sahnesine çıktığı günden beri ilişki içerisinde bulunduğu tabiî ve sosyal çevrenin ve bizzat kendisinin kaynaklık ettiği sorunlarla karşı karşıya kalan insanın bu sorunlar ve sorumluluklar alanı içerisindeki mücadelesi özellikle son asrımızda var olma mücadelesi şekline dönüşmüş veya ona doğru hızlı bir şekilde ilerlemektedir. Globalleşmenin bireysel ve toplumsal düzlemdeki bütün sınırları yok eden özelliklerini alabildiğine hissettirdiği birey ve toplumu derinden sarsan sayısız sorunların yaşandığı günümüz dünyasında insanlık onuruna yakışır aydınlık geleceğin inşası için hepimize sorumluluklar düşmektedir. Zira yaşadığımız süreçte insanlık var olma mücadelesi vermektedir. 19. yüzyıldan sonra geleceğe yönelik tahminler bağlamında 20. yüzyılın pozitif bilimlerin asrı olacağı ve insanlığın bütün problemlerinin çözüleceği kısaca insanın huzur bulacağı asır olarak öngörülmüştür. 20. yüzyıl beklenildiği gibi bilim ve teknoloji asrı olmuş geçmiş asırlara kıyasla baş döndürücü gelişmelere sahne olmuştur. Bütün bu bilimsel ve teknolojik gelişmelere rağmen insanların mutlu olamadığı hatta birey ve toplumların varlıklarının devamlılığını sağlayan küresel nitelikteki tabiî ve beşerî değerlerin yok olması gibi ciddî bir tehlikeye doğru hızla hareket edildiği görülmektedir. Kökleri çok öncelere giden yanlışların neden olduğu günümüz global problemlerinin pek çok sebebi bulunmaktadır. Bu sebeplerin en dikkat çekenlerinin başında ise insanın varlık âlemindeki konumlanmasındaki sapmalar gelmektedir. Bu çerçevede insanın varlığını fıtratına uygun sosyal ve tabiî çevresi ile anlamlı ve kendisine yakışır ilişkiler içerisinde sürdürebilmesine zemin teşkil eden katkı sağlayan değerler sistemine sırt dönmesinin bu temel problemlerin ortaya çıkmasında etkili olduğu gözlemlenmektedir. Dünya genelinde insanlığın geleceğini tehdit eden açlık fakirlik işsizlik çevre kirliliği doğal afetler sosyal adaletsizlik fırsat eşitsizliği Ahlakî çöküntü manevî kirlenme madde bağımlılığı inançsızlık zulüm yolsuzluk yetersiz sağlık koşulları eğitim ve hukuk alanında karşılaşılan sorunlar tarihî ve kültürel değerlerin yok edilmesi ve benzeri problemler yaşanmaktadır. Söz konusu sorunların yanı sıra insanlar arasındaki diyalog hoşgörü ve tolerans eksikliği farklılıklara karşı tahammülsüzlük ve farklılıklarla barış içinde bir arada yaşama konusundaki başarısızlık nedeniyle meydana gelen şiddet ve terör gibi sorunlar da bugünün insanını yoğun olarak meşgul etmektedir. Bu sorunlar yalnızca bir yöreyi bölgeyi yada halkı değil küresel anlamda bütün insanları şu yada bu şekilde etkilemekte bu sorunların üstesinden gelebilecek toplumlar arası kalıcı çözüm yolları aranmaktadır. Bilimsel gelişmelerin mevcut gidişatın olumlu hale getirilmesi noktasında önemli katkılarının olacağı hatta olması gerektiği aşikârdır. Bunun yanı sıra sorunların sadece pozitif bilimi ilgilendirmediği meselenin ciddi ahlakî vb. problem alanlarından oluşması nedeniyle bugün karşı karşıya bulunduğumuz problemlerin ortadan kaldırılması en azından asgariye çekilmesi bağlamında ilahî dinler özelinde İslam dinin yapabileceği katkı göz ardı edilemeyecek niteliktedir. Bütün ilahî dinler sorumlulukları olan bir varlık olarak insanı tanımlarken aynı zamanda onun sorumluluk alanları ile de ilgilenmektedir. Yine ilahî dinlerde ki ahiret inancı bağlamında var olan ahirette bu dünyada yaşanılan her şeyden hesaba çekileceğine dair olan inanç insanın dünya nimetleri karşısında sorumluluklarını yerine getirmeyi unutmaması ebedî olan ahiret hayatını hesaba katan bir hayat sürmesine dikkat çekmektedir. Yüce Rabbimizin "İnsanoğlu kendisini başıboş bırakılacağını mı sanır?" (Kıyame 36) ve "Nihayet o gün (dünyada yararlandığınız nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz." (Tekasür 8) Kitap Özellikleri
|