Tükendi
Gelince Haber Ver"Holocaust henüz sona ermemiş bir durumdur" demişti Imre Kertész: "Her yerde onu hissediyorum. Şu ana dek bir katharsis yaşanmadı."Yazarın Türkiye'deki okurlarının da artık yakından bildiği üzere Holocaust Kertész'in peşini bırakmayan bir olgu. Tasfiye'de de karşılaştığımız bu durum Kertész'in yukarıda alıntılanan sözlerini doğrudan onaylıyor ve soğuk bir gerçek olarak yüzümüze çarpıyor. Imre Kertész'in Tasfiye'si bu kez Holocaust'un kötücüllüğünden arınmanın mümkün olmadığı dolayısıyla da henüz sona ermemiş bir durum olarak etkisini kuşaklar boyu devam ettiren yüzünü karşımıza çıkarıyor.Tasfiye daha önce Can Yayınları arasından yayınlanan Doğmayacak Çocuk İçin Dua'nın devamı niteliğini taşıyor ve yine anlatı içinde anlatı kuran yapısıyla karşımıza çıkıyor. 4 aylık hamileyken Auschwitz Toplama Kampı'na getirilen Yahudi bir annenin çocuğu olarak 1944'te burada doğan ve geçimini Budapeşte'de yazarlık yaparak sağlayan Bé 1990'da aşırı dozda morfin almak suretiyle hayatına kendi elleriyle son verir. Bir yayınevinde editör olarak çalışan arkadaşı Keseru Bé'nin evinde ona ait yayımlanmamış bir metin bulur. Keseru'nün bulduğu metin "Tasfiye" adını taşıyan bir tiyatro oyunudur. Ölen kişinin bir yazar olduğu göz önüne alındığında garipsenecek bir durum değildir bu: Bütün yazarlar gibi Bé de ardında bir yapıt bırakmıştır. Keseru metni okudukça bu kez o kadar da olağan bir durumla karşı karşıya olmadığını anlar. Çünkü yazarının kurgusuna göre üç perdeli bir komedi olma özelliğini taşıyan "Tasfiye" Bé'nin ölümünden sonra aralarında Keseru'nün de bulunduğu ve birbirleriyle dolaylı yollardan ilişki içindeki arkadaş çevresinin yaşayacakları anlaşmazlıkları krizleri ve kayıpları insanı hayrete düşüren bir uzgörürlükle dile getirmektedir. Gerçi 1990'da başlayan hikâye dokuz yıl sonra 1999'da sona ermektedir ama Keseru yaşamaya devam etmektedir. Bu Keseru için büyük bir sorun teşkil eder ve böylece saplantılı bir şekilde Bé'nin ölmeden önce yazdığına emin olduğu bir roman taslağı aramaya başlar. Aslında aradığı Holocaust'un ağırlığı altında ezilerek kendini öldüren Bé'nin niçin hâlâ aralarında yaşamaya yazgılı olduğudur.Imre Kertész'in Tasfiye'si Holocaust'un kötücüllüğünden kurtulanların taşıması zor bu ağır mirasın ezici yükünden kurtulamamalarını konu alan etkileyici bir roman.Imre Kertész 1929 yılında Budapeşte'de doğdu. 1944'te Auschwitz Toplama Kampı'na gönderildi 1945'te Buchenwald'da tekrar özgürlüğüne kavuştu. 1948'de gazeteciliğe başladığı Világosság gazetesinin kısa süre sonra adı değiştirildi ve komünistlerin parti organı oldu. Kertész 1953'te serbest yazar olarak çalışmaya başladı. Kadersizlik üzerinde on yıl süren çalışması boyunca gereken finansal desteği tiyatro oyunları ve müzikaller yazarak sağladı. Macaristan Devlet Yayınları kitabı basmayı reddetti ve roman 1975'te küçük bir yayınevi tarafından az sayıda basıldığında eleştirmenlerin dikkatinden uzak tutuldu. Kertész çeşitli türlerde ürünler vermesinin yanı sıra Freud Nietzsche Canetti Hofmannsthal ve Wittgenstein'ı kendi diline kazandırdı. Toplu eserleri için 1995'te Brandenburg Ödülü'nü çevirileri için 1996'da Darmstadt Akademisi tarafından verilen Gundolf Ödülü'nü 2002 yılında da Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı. Kertész Budapeşte'de serbest yazar ve çevirmen olarak yaşamını sürdürüyor.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2018 |
Baskı | 2 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 12,5 x 19,5 |
ISBN-10 | 9750737039 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 116 |
"Holocaust henüz sona ermemiş bir durumdur" demişti Imre Kertész: "Her yerde onu hissediyorum. Şu ana dek bir katharsis yaşanmadı."Yazarın Türkiye'deki okurlarının da artık yakından bildiği üzere Holocaust Kertész'in peşini bırakmayan bir olgu. Tasfiye'de de karşılaştığımız bu durum Kertész'in yukarıda alıntılanan sözlerini doğrudan onaylıyor ve soğuk bir gerçek olarak yüzümüze çarpıyor. Imre Kertész'in Tasfiye'si bu kez Holocaust'un kötücüllüğünden arınmanın mümkün olmadığı dolayısıyla da henüz sona ermemiş bir durum olarak etkisini kuşaklar boyu devam ettiren yüzünü karşımıza çıkarıyor.Tasfiye daha önce Can Yayınları arasından yayınlanan Doğmayacak Çocuk İçin Dua'nın devamı niteliğini taşıyor ve yine anlatı içinde anlatı kuran yapısıyla karşımıza çıkıyor. 4 aylık hamileyken Auschwitz Toplama Kampı'na getirilen Yahudi bir annenin çocuğu olarak 1944'te burada doğan ve geçimini Budapeşte'de yazarlık yaparak sağlayan Bé 1990'da aşırı dozda morfin almak suretiyle hayatına kendi elleriyle son verir. Bir yayınevinde editör olarak çalışan arkadaşı Keseru Bé'nin evinde ona ait yayımlanmamış bir metin bulur. Keseru'nün bulduğu metin "Tasfiye" adını taşıyan bir tiyatro oyunudur. Ölen kişinin bir yazar olduğu göz önüne alındığında garipsenecek bir durum değildir bu: Bütün yazarlar gibi Bé de ardında bir yapıt bırakmıştır. Keseru metni okudukça bu kez o kadar da olağan bir durumla karşı karşıya olmadığını anlar. Çünkü yazarının kurgusuna göre üç perdeli bir komedi olma özelliğini taşıyan "Tasfiye" Bé'nin ölümünden sonra aralarında Keseru'nün de bulunduğu ve birbirleriyle dolaylı yollardan ilişki içindeki arkadaş çevresinin yaşayacakları anlaşmazlıkları krizleri ve kayıpları insanı hayrete düşüren bir uzgörürlükle dile getirmektedir. Gerçi 1990'da başlayan hikâye dokuz yıl sonra 1999'da sona ermektedir ama Keseru yaşamaya devam etmektedir. Bu Keseru için büyük bir sorun teşkil eder ve böylece saplantılı bir şekilde Bé'nin ölmeden önce yazdığına emin olduğu bir roman taslağı aramaya başlar. Aslında aradığı Holocaust'un ağırlığı altında ezilerek kendini öldüren Bé'nin niçin hâlâ aralarında yaşamaya yazgılı olduğudur.Imre Kertész'in Tasfiye'si Holocaust'un kötücüllüğünden kurtulanların taşıması zor bu ağır mirasın ezici yükünden kurtulamamalarını konu alan etkileyici bir roman.Imre Kertész 1929 yılında Budapeşte'de doğdu. 1944'te Auschwitz Toplama Kampı'na gönderildi 1945'te Buchenwald'da tekrar özgürlüğüne kavuştu. 1948'de gazeteciliğe başladığı Világosság gazetesinin kısa süre sonra adı değiştirildi ve komünistlerin parti organı oldu. Kertész 1953'te serbest yazar olarak çalışmaya başladı. Kadersizlik üzerinde on yıl süren çalışması boyunca gereken finansal desteği tiyatro oyunları ve müzikaller yazarak sağladı. Macaristan Devlet Yayınları kitabı basmayı reddetti ve roman 1975'te küçük bir yayınevi tarafından az sayıda basıldığında eleştirmenlerin dikkatinden uzak tutuldu. Kertész çeşitli türlerde ürünler vermesinin yanı sıra Freud Nietzsche Canetti Hofmannsthal ve Wittgenstein'ı kendi diline kazandırdı. Toplu eserleri için 1995'te Brandenburg Ödülü'nü çevirileri için 1996'da Darmstadt Akademisi tarafından verilen Gundolf Ödülü'nü 2002 yılında da Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı. Kertész Budapeşte'de serbest yazar ve çevirmen olarak yaşamını sürdürüyor.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2018 |
Baskı | 2 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 12,5 x 19,5 |
ISBN-10 | 9750737039 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 116 |