Kâinatın Efendisi Peygamberimiz Hz. Muhammed (asm), birçok hadiste namazlardan sonra yapılan tesbihatın önemini vurgulamıştır. Bir hadis-i şerifinde şöyle buyurur: "Bir kimse her namazın sonunda 33 defa Sübhanallah, 33 defa Elhamdülillah, 33 defa da Allahu ekber derse, bunların tamamı 99 eder; yüzüncü defa da Lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerîke leh. Lehül-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve alâ külli şeyin kadîr derse, günahları deniz köpüğü kadar da olsa affolur." (Müslim, Mesacid: 146.) Eserleriyle günümüzde Asr-ı Saadet yaşantısını insana kazandıracak İslâmî ve imanî bilgileri kalplere nakşeden Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri de, tesbihatın önemini şu ifadelerle ortaya koyar: "Tesbih ve tekbir ve hamd, namazın çekirdekleri hükmündedirler. Ondandır ki, namazın harekât ve ezkârında, bu üç şey [Sübhanallah, Elhamdülillâh, Allahu ekber], her tarafında bulunuyorlar. Hem ondandır ki, namazdan sonra namazın manasını tekid ve takviye için şu kelimat-ı mübareke, otuz üç defa tekrar edilir. Namazın manası, şu mücmel hülâsalarla tekid edilir." (Sözler, Yeni Asya Neşriyat-2020, s. 57) Bediüzzamana göre namazlardan sonra yapılan tesbihat, insanı Cenab-ı Hakka ulaştıran Peygamber yoludur. Bundandır ki, Bediüzzaman Hazretleri, kaynağını Peygamber Efendimizden (asm) alan "velayet yolunun evrâdı" anlamında bir tesbihat tertip etmiştir. Bu namaz tesbihatında bulunan zikir ve duaları üç ana bölüme ayırmak mümkündür: 1) Salâvatlar, 2) Esma-i Hüsna ve Diğer Zikirler, 3) Dualar. Tesbihatta yedi ayrı salâvat bulunmaktadır. Tekrarlarla birlikte uzun salâvatların sayısı 50ye ulaşmaktadır. Esma-i Hüsna adedi ise 100ü aşmaktadır. Bu bakımdan eşsiz bir zikir ve dua hazinesidir. Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin tertip ettiği ve talebelerine de her namazdan sonra yapmalarını ehemmiyetle ifade ettiği bu tesbihatı yepyeni bir bilgisayar hattı ve Yâsin-i Şerif ile birlikte kolay okunabilir bir şekilde hazırlayarak müminlerin istifadesine sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.