Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol
Sepetim
Türk-Alman Göçmen Edebiyatı Yazarlar Sözlüğü
%10 
400,00 TL
360,00 TL

Türk-Alman Göçmen Edebiyatı Yazarlar Sözlüğü

%10 
400,00 TL
360,00 TL
%10 
400,00 TL
360,00 TL
Kazancınız:40,00

Tükendi

Gelince Haber Ver
Kitap Açıklaması

Türkiye'nin dört bir yanından özellikle de kırsal kesimden Almanya'ya işçi olarak giden insanlar bir süre çalışıp geleceklerini kurabilecek ölçüde sermaye oluşturduktan sonra geri dönmeyi arzuladılar. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Henüz şehir ya da büyükşehir bile görmeden gittikleri Almanya'da bambaşka bir dil bambaşka bir kültür kısaca öteki dünya ile karşılaştılar. Tamamen yabancı bir toplum içinde hayatta kalmaya çalışarak pek çok sorunla baş etmek zorunda kaldılar. Zaman zaman en ağır koşullarda en pis işlerde bile çalıştılar en kötü yerlerde gelip geçicilik düşüncesiyle konakladılar. Bir tek şeyden vazgeçmediler: Umut. Umut vatan demekti aile demekti eş ve çocuklardı memleket demekti.

Misafirlik uzadıkça uzadı önce eşler sonra çocuklar geldi yanlarına. Derken zaman çok hızlı aktı. Bir de baktılar ki; konaklık gitmiş gurbetçilik bitmiş Alamanya vatan olmuştu onlara; yeni vatan. "Ben gurbette değil gurbet benim içimde"(K. Kamu) türküsü dillerinde türlü yazınsal biçimlerle kendilerini ifade etmeye başladılar özleyerek söyleyerek ve de yazarak. İlk yazanlar birinci kuşak şair ve yazarlardı... Pek kimse ciddiye bile almadı oysa onlar bu edebiyatın tarihini yazıyorlardı. Sonra kadınlar ve çocuklar. Çocuklar gelecek demekti... Her şey onlar içindi. Ama çocuklar iki arada bir yerde hissettiler kendilerini. Türk ve Alman her iki yere ait her iki dünya ama aynı zamanda hiçbir şey. Kimliklerini aradılar yıllarca. Her iki dilde de yazdılar söylediler. Bu edebiyatın ikinci kuşağıydı onlar.

İkibinli yıllarla birlikte orada doğup büyüyen kendini Almanyalı ve Avrupalı Türk olarak tanımlayan anadili Türkçe ve Almanca olan genç kuşak yetişti. Bu yeni kuşağın kimlik ya da vatan ikilemleri ya da çelişkileri de yoktu. Birinci kuşak gurbetçi dede ve ninelerinin torunlarıydılar. Farklı sorunları vardı yabancılar politikası yabancı düşmanlığı entegrasyon süreci azınlık sorunları gibi. Ama Almanya'daki en büyük azınlık haline gelmişti. Çok başarılı olanları vardı. Birinci kuşak büyüklerinin girişimci özelliklerini genişleterek girişken kendi işinin patronu yazar çizer yönetmen yönetici ve bilim insanlarıydılar. Kültür sanat spor ve bilim vb. alanlarda büyük başarılara imza atmaya başladılar. Onlar artık gurbeti yaşamıyorlardı zira kendi yeni vatanlarında kendi dillerince yazıp çizip söylüyorlardı. Onlar artık üçüncü kuşaktılar. Biraz yabancılaşmayla birlikte Türkiye onlar için ebeveynlerinin aile büyüklerinin memleketi oluyordu artık. Altmışüçüncü yılını kutladığımız Alman Cumhurbaşkanı Steinmeier'in bizzat gelerek göçün ve Avrupalı Almancı gurbetçiliğin başladığı durak olan ve bugün simgeleşen Sirkeci Garını ziyaret ettiği göç yolunun hikâyesi göç sonrası yolculuklara doğru uzanmaktadır. Gurbetin edebiyatı da bu üç kuşak boyunca küçük adımlarla başlamış büyümüş ve giderek de büyümektedir. Bugün için bu kitapta anılan ikiyüze yakın sanatçısıyla Avrupa'daki Türk varlığının tercümanı olmaya devam etmektedir Gurbetin Edebiyatı.

Kitap Özellikleri''''''''
Barkod9786256321373
Basım Yılı2024
Cilt DurumuKarton Kapak
DilTürkçe
Ebat16 x 24
Kağıt TürüKitap Kağıdı
Sayfa Sayısı466
favorilerime ekle
Kitap Açıklaması

Türkiye'nin dört bir yanından özellikle de kırsal kesimden Almanya'ya işçi olarak giden insanlar bir süre çalışıp geleceklerini kurabilecek ölçüde sermaye oluşturduktan sonra geri dönmeyi arzuladılar. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Henüz şehir ya da büyükşehir bile görmeden gittikleri Almanya'da bambaşka bir dil bambaşka bir kültür kısaca öteki dünya ile karşılaştılar. Tamamen yabancı bir toplum içinde hayatta kalmaya çalışarak pek çok sorunla baş etmek zorunda kaldılar. Zaman zaman en ağır koşullarda en pis işlerde bile çalıştılar en kötü yerlerde gelip geçicilik düşüncesiyle konakladılar. Bir tek şeyden vazgeçmediler: Umut. Umut vatan demekti aile demekti eş ve çocuklardı memleket demekti.

Misafirlik uzadıkça uzadı önce eşler sonra çocuklar geldi yanlarına. Derken zaman çok hızlı aktı. Bir de baktılar ki; konaklık gitmiş gurbetçilik bitmiş Alamanya vatan olmuştu onlara; yeni vatan. "Ben gurbette değil gurbet benim içimde"(K. Kamu) türküsü dillerinde türlü yazınsal biçimlerle kendilerini ifade etmeye başladılar özleyerek söyleyerek ve de yazarak. İlk yazanlar birinci kuşak şair ve yazarlardı... Pek kimse ciddiye bile almadı oysa onlar bu edebiyatın tarihini yazıyorlardı. Sonra kadınlar ve çocuklar. Çocuklar gelecek demekti... Her şey onlar içindi. Ama çocuklar iki arada bir yerde hissettiler kendilerini. Türk ve Alman her iki yere ait her iki dünya ama aynı zamanda hiçbir şey. Kimliklerini aradılar yıllarca. Her iki dilde de yazdılar söylediler. Bu edebiyatın ikinci kuşağıydı onlar.

İkibinli yıllarla birlikte orada doğup büyüyen kendini Almanyalı ve Avrupalı Türk olarak tanımlayan anadili Türkçe ve Almanca olan genç kuşak yetişti. Bu yeni kuşağın kimlik ya da vatan ikilemleri ya da çelişkileri de yoktu. Birinci kuşak gurbetçi dede ve ninelerinin torunlarıydılar. Farklı sorunları vardı yabancılar politikası yabancı düşmanlığı entegrasyon süreci azınlık sorunları gibi. Ama Almanya'daki en büyük azınlık haline gelmişti. Çok başarılı olanları vardı. Birinci kuşak büyüklerinin girişimci özelliklerini genişleterek girişken kendi işinin patronu yazar çizer yönetmen yönetici ve bilim insanlarıydılar. Kültür sanat spor ve bilim vb. alanlarda büyük başarılara imza atmaya başladılar. Onlar artık gurbeti yaşamıyorlardı zira kendi yeni vatanlarında kendi dillerince yazıp çizip söylüyorlardı. Onlar artık üçüncü kuşaktılar. Biraz yabancılaşmayla birlikte Türkiye onlar için ebeveynlerinin aile büyüklerinin memleketi oluyordu artık. Altmışüçüncü yılını kutladığımız Alman Cumhurbaşkanı Steinmeier'in bizzat gelerek göçün ve Avrupalı Almancı gurbetçiliğin başladığı durak olan ve bugün simgeleşen Sirkeci Garını ziyaret ettiği göç yolunun hikâyesi göç sonrası yolculuklara doğru uzanmaktadır. Gurbetin edebiyatı da bu üç kuşak boyunca küçük adımlarla başlamış büyümüş ve giderek de büyümektedir. Bugün için bu kitapta anılan ikiyüze yakın sanatçısıyla Avrupa'daki Türk varlığının tercümanı olmaya devam etmektedir Gurbetin Edebiyatı.

Kitap Özellikleri''''''''
Barkod9786256321373
Basım Yılı2024
Cilt DurumuKarton Kapak
DilTürkçe
Ebat16 x 24
Kağıt TürüKitap Kağıdı
Sayfa Sayısı466
Çok Satanlarda Kampanya
Kitabu Afatil Lisan Dilin Afetleri Dil Belası
%50
160,00 TL
80,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Yaşamak
%50
160,00 TL
80,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Dirilt Kalbini
%40
190,00 TL
114,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Galip Bergusi Seti 3 Kitap
%34
575,00 TL
379,50 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Zamanın Kıymeti (Pratik Baskı)
%25
140,00 TL
105,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Gerçek Tıp
%30
280,00 TL
196,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Algı Yönetimi ve Manipülasyon
%38
290,00 TL
179,80 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Benzer Ürünler
Ana Hatlarıyla Osmanlı Türkçesi ve Seçme Metinler
%30
500,00 TL
350,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Sus Barbatus! 1
%25
420,00 TL
315,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Çözüm Bakanlığı
%30
180,00 TL
126,00 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Ateş Sönene Kadar
%26
125,00 TL
92,50 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Meraklı Adamın On Günü
%26
215,00 TL
159,10 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Burası Radyo Şarampol
%26
235,00 TL
173,90 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
Köy Enstitüleri Seti (5 Kitap)
%21
860,00 TL
679,40 TL
Favorilerime Ekle Sepete Ekle
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.