Tükendi
Gelince Haber Ver"Kemalist laiklik dünyevi (seküler) bir dünya görüşü olmaktan ziyade dini devlet eliyle yeniden şekillendirmeyi hedefleyen bir ideolojidir. Bu amaçla üzerine dayandığı İslâm söylemi özel alana ait aydınlanmış rasyonel ve milli bir 'Türk İslâm'ı' karşısında siyasi bağnaz hurafelere dayalı ve yabancı (Arap) kültürü etkisinde bir 'gerici İslâm' (irtica) karşıtlığını temel alır. İslâm'ın bu şekilde bir zıtlık temelinde kavramsallaştırılması Türkiye'de erken Cumhuriyet ile çok-partili demokrasi dönemleri arasında laiklik ideolojisi açısından önemli bir sürekliliğe işaret eder. Bununla birlikte tek-parti iktidarının sona ermesi laiklikle ilgili önemli söylemsel dönüşümlerin yaşandığı yeni bir dönemin başlangıcını oluşturur."Türkiye toplumunun kültürel çatışma eksenlerinden birinin laiklik meselesi üzerinde yükselen ihtilaftan kaynaklandığı söylenir. Laikliğin daha doğrusu sekülerleşme sürecinin sınırları (devlet laik olabilir veya laiklik özel alanın konusudur şahsidir) bu çatışmanın öznelerini de tayin eder. Bu tartışmalar elbette yalnızca laikliğin anlamına dair değildir; devlet toplum modernite/modernleşme kavrayışlarına ve dinin kamusal alandaki rolüne doğru genişleyebilir. Elinizdeki kitap Türkiye'de laiklik ve sekülerleşme süreçlerinin İslâm ile ilişkisini Menemen Olayı ve Malatya Hadisesi gibi vakalar Türkçe ezan Alevilik ve Said Nursî hakkındaki tartışmalar üzerinden dönemin gazete ve dergilerine de mercek tutarak takip ediyor. Türkiye'de hâlâ devam eden ve "fay hattı" niteliğindeki bir tartışmanın çıkış noktalarını ve daha önemlisi toplumsal ve siyasi sonuçlarını detaylarıyla ortaya koyuyor.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2019 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13 x 19,5 |
ISBN-10 | 9750527593 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 328 |
"Kemalist laiklik dünyevi (seküler) bir dünya görüşü olmaktan ziyade dini devlet eliyle yeniden şekillendirmeyi hedefleyen bir ideolojidir. Bu amaçla üzerine dayandığı İslâm söylemi özel alana ait aydınlanmış rasyonel ve milli bir 'Türk İslâm'ı' karşısında siyasi bağnaz hurafelere dayalı ve yabancı (Arap) kültürü etkisinde bir 'gerici İslâm' (irtica) karşıtlığını temel alır. İslâm'ın bu şekilde bir zıtlık temelinde kavramsallaştırılması Türkiye'de erken Cumhuriyet ile çok-partili demokrasi dönemleri arasında laiklik ideolojisi açısından önemli bir sürekliliğe işaret eder. Bununla birlikte tek-parti iktidarının sona ermesi laiklikle ilgili önemli söylemsel dönüşümlerin yaşandığı yeni bir dönemin başlangıcını oluşturur."Türkiye toplumunun kültürel çatışma eksenlerinden birinin laiklik meselesi üzerinde yükselen ihtilaftan kaynaklandığı söylenir. Laikliğin daha doğrusu sekülerleşme sürecinin sınırları (devlet laik olabilir veya laiklik özel alanın konusudur şahsidir) bu çatışmanın öznelerini de tayin eder. Bu tartışmalar elbette yalnızca laikliğin anlamına dair değildir; devlet toplum modernite/modernleşme kavrayışlarına ve dinin kamusal alandaki rolüne doğru genişleyebilir. Elinizdeki kitap Türkiye'de laiklik ve sekülerleşme süreçlerinin İslâm ile ilişkisini Menemen Olayı ve Malatya Hadisesi gibi vakalar Türkçe ezan Alevilik ve Said Nursî hakkındaki tartışmalar üzerinden dönemin gazete ve dergilerine de mercek tutarak takip ediyor. Türkiye'de hâlâ devam eden ve "fay hattı" niteliğindeki bir tartışmanın çıkış noktalarını ve daha önemlisi toplumsal ve siyasi sonuçlarını detaylarıyla ortaya koyuyor.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2019 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13 x 19,5 |
ISBN-10 | 9750527593 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 328 |