Tükendi
Gelince Haber VerMuhammed Salih bugün elli bir yaşında. Kendisinin söylediğine göre bu 51 yılın 7 yılı büyükannesinin anlattığı ilginç efsanelerin gölgesinde geçmiştir. Kalan 17 yılı değişik Sovyet okullarında israf edilmiş 13 yılı kiralık ev aramakla harcanmış 7 yılı siyasete kurban edilmiş son 7 yılı da sürgünde geçmiştir. Ne güzel bir taksim. Bunun dışında Muhammed Salih' in 5 evladı 13 kitabı ve geleceğe sağlam inancı var. Muhammed Salih: Bir kimsenin talih yüzüne gülecekse ancak bu kadar güler demektedir. BİR; motor rol üstlendiği Özbekistan bağımsızlığı ertesinde derhal iç bünyede de demokrasi mücadelesi başlatan fakat Taskent'te iktidarı gaspetmiş İslam Kerimov'un kendisini satın alabilmek için ayağı altına serdiği makam post para ve pulu elinin tersiyle iten Salih hiç süphesiz ki mazisi ve kültürü itibariyle Sovyet İmparatorluğu döneminde genel olarak ''dissident'' denilen ''muhalif aydın'' geleneğine uzanıyor. İki; ancak çok hayati bir farkı var! ''Başka dille veririm ben selamımı / Başka dille kahvaltıya davet ederler / Bu şehrin sokağında kör gibi beni / Başka dilin üç dört kelimesi dolaştırır'' diye yazan Muhammed Salih hakim ulusunun yani Rusluğun aidiyeti taşımadığından ister istemez iki defa ''muhalif'' kimlik yansıtıyor. Ve işte tam burada da ''Türkçülük'' ırkçı bir dürtü olarak değil bir ''kurtuluş uyarıcısı''; ''Turan'' veya ''Kızıl Elma''nın pozitivist ülküsü olarak devreye giriyor. * * * ZATEN bu ülkünün ütopya boyutundan dolayıdır ki despot Kerimov komünist dönemde kullandığı sopalı zaptiye prangalı zindan ve tekmeli sürgün yöntemleriyle sonuç alamayınca Salih'i ''haklayabilmek'' için işi şimdi Moskova'da kiralık katil tutmaya ve Prag'da ajan beslemeye vardırmış olsa dahi ERK partisi lideri yine de hiç tereddüte düşmeden Özbekistan bağımsızlığını sonuna kadar sahipleniyor. 'Müstemleke münevveri' sıfatını taşımaktansa beyaz-kızıl o müstemlekecilerin yapay sınırlara böldüğü ve bir gün tarihteki ''Türkistan'' ismine yeniden kavuşacağına inandığı bağımsız coğrafyanın aidiyetinde özgürlüklerden taviz vermedigi için sürgünde yaşamak zorunda bırakılmış bir ''dissident aydın'' olarak kalmayı yeğliyor. > Nitekim bu yurtsever aşktan bu dürüst ülküden bu entelektüel namustan ve bu gerçekçi siyasetten ötürüdür ki Taşkent diktatörünü 'kollamak' için Ankara kendisini üç defa sınırdışı etmiş olsa bile Salih Türkiye'ye belki biraz kırgın ama kızgın değil... Zaten yarın ''Omuzlamak için ayrılığı / Şart değil devlere has irade / Sıradan bir adam olsun yeter / Şöyle başına ayrılık düşmüş bir adam'' diyen Muhammed Salih'in ülkesine olan ayrılığına son vermek; en azından bu ayrılık süresini kısaltmak için Türkiye'nin ve Türkiye Türklerinin ne yapabilecegi konusu üzerinde duracağım. ...
Kitap ÖzellikleriBaskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 12 x 19,5 |
ISBN-10 | 9754373868 |
Kağıt Türü | 3. Hm. Kağıt |
Sayfa Sayısı | 326 |
Muhammed Salih bugün elli bir yaşında. Kendisinin söylediğine göre bu 51 yılın 7 yılı büyükannesinin anlattığı ilginç efsanelerin gölgesinde geçmiştir. Kalan 17 yılı değişik Sovyet okullarında israf edilmiş 13 yılı kiralık ev aramakla harcanmış 7 yılı siyasete kurban edilmiş son 7 yılı da sürgünde geçmiştir. Ne güzel bir taksim. Bunun dışında Muhammed Salih' in 5 evladı 13 kitabı ve geleceğe sağlam inancı var. Muhammed Salih: Bir kimsenin talih yüzüne gülecekse ancak bu kadar güler demektedir. BİR; motor rol üstlendiği Özbekistan bağımsızlığı ertesinde derhal iç bünyede de demokrasi mücadelesi başlatan fakat Taskent'te iktidarı gaspetmiş İslam Kerimov'un kendisini satın alabilmek için ayağı altına serdiği makam post para ve pulu elinin tersiyle iten Salih hiç süphesiz ki mazisi ve kültürü itibariyle Sovyet İmparatorluğu döneminde genel olarak ''dissident'' denilen ''muhalif aydın'' geleneğine uzanıyor. İki; ancak çok hayati bir farkı var! ''Başka dille veririm ben selamımı / Başka dille kahvaltıya davet ederler / Bu şehrin sokağında kör gibi beni / Başka dilin üç dört kelimesi dolaştırır'' diye yazan Muhammed Salih hakim ulusunun yani Rusluğun aidiyeti taşımadığından ister istemez iki defa ''muhalif'' kimlik yansıtıyor. Ve işte tam burada da ''Türkçülük'' ırkçı bir dürtü olarak değil bir ''kurtuluş uyarıcısı''; ''Turan'' veya ''Kızıl Elma''nın pozitivist ülküsü olarak devreye giriyor. * * * ZATEN bu ülkünün ütopya boyutundan dolayıdır ki despot Kerimov komünist dönemde kullandığı sopalı zaptiye prangalı zindan ve tekmeli sürgün yöntemleriyle sonuç alamayınca Salih'i ''haklayabilmek'' için işi şimdi Moskova'da kiralık katil tutmaya ve Prag'da ajan beslemeye vardırmış olsa dahi ERK partisi lideri yine de hiç tereddüte düşmeden Özbekistan bağımsızlığını sonuna kadar sahipleniyor. 'Müstemleke münevveri' sıfatını taşımaktansa beyaz-kızıl o müstemlekecilerin yapay sınırlara böldüğü ve bir gün tarihteki ''Türkistan'' ismine yeniden kavuşacağına inandığı bağımsız coğrafyanın aidiyetinde özgürlüklerden taviz vermedigi için sürgünde yaşamak zorunda bırakılmış bir ''dissident aydın'' olarak kalmayı yeğliyor. > Nitekim bu yurtsever aşktan bu dürüst ülküden bu entelektüel namustan ve bu gerçekçi siyasetten ötürüdür ki Taşkent diktatörünü 'kollamak' için Ankara kendisini üç defa sınırdışı etmiş olsa bile Salih Türkiye'ye belki biraz kırgın ama kızgın değil... Zaten yarın ''Omuzlamak için ayrılığı / Şart değil devlere has irade / Sıradan bir adam olsun yeter / Şöyle başına ayrılık düşmüş bir adam'' diyen Muhammed Salih'in ülkesine olan ayrılığına son vermek; en azından bu ayrılık süresini kısaltmak için Türkiye'nin ve Türkiye Türklerinin ne yapabilecegi konusu üzerinde duracağım. ...
Kitap ÖzellikleriBaskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 12 x 19,5 |
ISBN-10 | 9754373868 |
Kağıt Türü | 3. Hm. Kağıt |
Sayfa Sayısı | 326 |