Tükendi
Gelince Haber VerModernlik çağdaşlık ilericilik gibi "şık" kavramları çok seviyoruz. Ama onların anlamlarına dair ciddi bir merakımız da yok doğrusu. Çağdaşlık verili bir çağa uyumlu olmak anlamında kullanılıyor. Peki çağın öyle olmasında bizim ne katkımız var? Daha doğrusu çağın oluşumunda niye bizim doğru dürüst bir katkımız yok? Zaman niye hep bizim başımıza gelen bir şey? Biz niye zamanı üretemiyoruz. Üretmediğimiz ortaya çıkmasında pek bir katkımız olmayan bir değerin biçimini giyindiğimizde o değer de bize "bonus" olarak veriliyor mu? Laikliğimiz de dindarlığımızda fazla şekli! Ya da yeterince içerikli değil. Burada (Lizbon'da) hayatın şeklinin belli bir değer anlam etrafında biçimlendiğini hissedebiliyorsunuz. Ya da şeklin asla esas olmadığını! Şeklin ancak ve ancak içerikle ilişkisi çerçevesinde anlam kazandığını! Burada yaşanan hayatın içinde bir metafizik var. Metafizik deyince illa dini itikadi bir şeyi kastetmiyorum. Onlar da dâhil olmak üzere çok genel olarak "anlama dair" bir şeylerden söz ediyorum. Formun biçimin tekniğin belli bazı değerler seçimler tercihler anlamlar üzerinden oluştuğu yerde hâlâ ve hep bir metafizik mevcuttur. Galiba bizim hayatımızın bir metafiziği yok! Maalesef metafizik olmadan da medeniyet ancak bu kadar üretilebiliyor.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2017 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21 |
ISBN-10 | 6059436090 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 312 |
Modernlik çağdaşlık ilericilik gibi "şık" kavramları çok seviyoruz. Ama onların anlamlarına dair ciddi bir merakımız da yok doğrusu. Çağdaşlık verili bir çağa uyumlu olmak anlamında kullanılıyor. Peki çağın öyle olmasında bizim ne katkımız var? Daha doğrusu çağın oluşumunda niye bizim doğru dürüst bir katkımız yok? Zaman niye hep bizim başımıza gelen bir şey? Biz niye zamanı üretemiyoruz. Üretmediğimiz ortaya çıkmasında pek bir katkımız olmayan bir değerin biçimini giyindiğimizde o değer de bize "bonus" olarak veriliyor mu? Laikliğimiz de dindarlığımızda fazla şekli! Ya da yeterince içerikli değil. Burada (Lizbon'da) hayatın şeklinin belli bir değer anlam etrafında biçimlendiğini hissedebiliyorsunuz. Ya da şeklin asla esas olmadığını! Şeklin ancak ve ancak içerikle ilişkisi çerçevesinde anlam kazandığını! Burada yaşanan hayatın içinde bir metafizik var. Metafizik deyince illa dini itikadi bir şeyi kastetmiyorum. Onlar da dâhil olmak üzere çok genel olarak "anlama dair" bir şeylerden söz ediyorum. Formun biçimin tekniğin belli bazı değerler seçimler tercihler anlamlar üzerinden oluştuğu yerde hâlâ ve hep bir metafizik mevcuttur. Galiba bizim hayatımızın bir metafiziği yok! Maalesef metafizik olmadan da medeniyet ancak bu kadar üretilebiliyor.
Kitap ÖzellikleriBasım Yılı | 2017 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5 x 21 |
ISBN-10 | 6059436090 |
Kağıt Türü | Kitap Kağıdı |
Sayfa Sayısı | 312 |