Tükendi
Gelince Haber Verİncelediğiniz kitap hadisle fıkhın iç içe bulunduğu bunların geniş bir kültür ve engin bir ilmi birikim ışığında değerlendirildiği islam kültür mirasımızın kıymetli çalışmalarından birini oluşturmaktadır. Bir fıkıh kitabı olmasının yanı sıra içerisinde 7000den fazla hadis -ki bu rakam Buharinin Sahihindeki yer alan hadis sayısıyla yaklaşık aynıdır bulundurmasıyla aynı zamanda bir hadis kitabıdır. Fıkıh kitapları kategorisinde değerlendirildiğinde Hanefi mezhebi fıkhına dair müstesna çalışmalardan birini oluşturmaktadır. Hadis kitapları kategorisinde ise fıkıh konularına göre kaleme alınmış bir hadis kitabı olup şerh edebiyatı içinde yer almaktadır. Şerh çalışmasının sıradan bir açıklama ve yorumlama faaliyetinden öte belli bir ilmi seviye ve birikim isteyen zor ve geniş boyutlu bir çalışma olduğu açıktır.
Hadisler dini hükümlerin Kuran-ı Kerimden sonraki ikinci kaynağıdır.
Kuranın hiç değinmediği veya tam olarak açıklığa kavuşturmadığı konularda açıklamalarda bulunur yeni hükümler koyar. Bu sebeple hadisler olmaksızın Allahın hoşnut olacağı bir hayat sürmek mümkün gözükmemektedir. Bu bakımdan sünnet büyük önem arzetmektedir. islam alimleri arasında Hz. Peygamberin sünnetine uyma ve onu örnek almanın gerekliliği konusunda herhangi bir görüş ayrılığı mevcut değildir.
Mezheplerde bazı konularda görülen ihtilaf ve farklılıkların sebebi Kur an ve Sünneti anlama ve yorumlamadaki farklılıktan ileri gelmektedir. Aynı meselede farklı içtihadlar ve hükümler ortaya koyan müctehid alimlerin hepsi görüşlerini Kuran ve Sünnete dayandırmışlardır. Bu sebeple bir konuda mevcut bütün hadisleri fıkıh geleneğindeki farklılık ve tartışmaları bilmeden bir hadisten ilk bakışta anlaşılan anlamı esas alarak herhangi bir mezhebin farklı uygulamasını eleştirmek doğru değildir.
Özellikle hicri ve III. yüzyıllar arasında İslami ilimIerden fıkıh usulünün ve fıkhın temellerini atan ve günümüze kadar da etkisini devam ettiren Ebu Hanife (ö.lS0) İmam Malik (ö.179) İmam Şafil (ö.204) İmam Ahmed b. Hanbel (ö.241) ve ismini zikredemediğimiz daha nice büyük mücdehidler yetişmiştir. Eserin müellifi İmam Ebu Cafer Ahmed b. Muhammed et-Tahavi (ö.321) de bu nesilden hemen sonra yaşamış büyük mücdehidlerimizden biridir.
Büyük alim İmam Tahavi sadece bir fıkıh alimi değil aynı zamanda hadis ilminin de önde gelen alimlerindendir. Kitapta onun bu iki ilim dalındaki engin birikimi ve ilmi yetkinliği belirgin bir şekilde görülmektedir.
O bu kıymetli eserinde yöntem olarak Hanefi mezhebinin dayanağı olan hadislerin yanı sıra farklı mezheplerin görüşlerini ve delil olarak ileri sürdükleri hadisleri birlikte kaydetmiştir. Tahavi ilk olarak farklı görüşlerin dayanağı olan hadisleri sıralamış ardından Hanefi mezhebinin temelini oluşturan hadisleri sunmuştur. Farklı grupların ileri sürdükleri hadisleri gerek metin ve gerekse raviler bakımından değerlendirmeye tabi tutmuş ardından kendisinin sonuç olarak benimsediği görüşü belirtmiştir. Bunu da hadisleri hadis usulü tekniklerine göre değerlendirerek kaynaklardaki durumunu araştırarak hadisin lafızlarındaki edebı ve bilimsel yönlerin farkında olarak ve hadislerdeki fıkhı hükümleri doğru tespit ve izah etmeye çalışarak yapmıştır.
İmam Tahavinin bu kitabı dini kaynaklarından öğrenme duyarlılığındaki Müslümanlara bu konuda bir pencere açmakta fıkhı meseleleri bu pencereden daha ayrıntılı ve etraflıca görmelerini sağlamaktadır. Bu belki de kitabın en belirgin özelliklerinden biri olsa gerektir.
Kitap sıradan bir ilmihal ve fıkıh kitabının ötesinde okuyucunun uzak kalamayacağı birtakım ilmı zenginliklere sahiptir. Kitabı okuyan herkes merak ettiği ilmihal bilgisini öğrenmenin yanı sıra fıkhı meleke ve yeteneğinin de oluştuğunu görecektir. Her geçen gün bu melekesi geliştikçe kişiliğinin de geliştiğini bağımsızlaşmaya başladığını fark edecektir. Bu elbette bi
İncelediğiniz kitap hadisle fıkhın iç içe bulunduğu bunların geniş bir kültür ve engin bir ilmi birikim ışığında değerlendirildiği islam kültür mirasımızın kıymetli çalışmalarından birini oluşturmaktadır. Bir fıkıh kitabı olmasının yanı sıra içerisinde 7000den fazla hadis -ki bu rakam Buharinin Sahihindeki yer alan hadis sayısıyla yaklaşık aynıdır bulundurmasıyla aynı zamanda bir hadis kitabıdır. Fıkıh kitapları kategorisinde değerlendirildiğinde Hanefi mezhebi fıkhına dair müstesna çalışmalardan birini oluşturmaktadır. Hadis kitapları kategorisinde ise fıkıh konularına göre kaleme alınmış bir hadis kitabı olup şerh edebiyatı içinde yer almaktadır. Şerh çalışmasının sıradan bir açıklama ve yorumlama faaliyetinden öte belli bir ilmi seviye ve birikim isteyen zor ve geniş boyutlu bir çalışma olduğu açıktır.
Hadisler dini hükümlerin Kuran-ı Kerimden sonraki ikinci kaynağıdır.
Kuranın hiç değinmediği veya tam olarak açıklığa kavuşturmadığı konularda açıklamalarda bulunur yeni hükümler koyar. Bu sebeple hadisler olmaksızın Allahın hoşnut olacağı bir hayat sürmek mümkün gözükmemektedir. Bu bakımdan sünnet büyük önem arzetmektedir. islam alimleri arasında Hz. Peygamberin sünnetine uyma ve onu örnek almanın gerekliliği konusunda herhangi bir görüş ayrılığı mevcut değildir.
Mezheplerde bazı konularda görülen ihtilaf ve farklılıkların sebebi Kur an ve Sünneti anlama ve yorumlamadaki farklılıktan ileri gelmektedir. Aynı meselede farklı içtihadlar ve hükümler ortaya koyan müctehid alimlerin hepsi görüşlerini Kuran ve Sünnete dayandırmışlardır. Bu sebeple bir konuda mevcut bütün hadisleri fıkıh geleneğindeki farklılık ve tartışmaları bilmeden bir hadisten ilk bakışta anlaşılan anlamı esas alarak herhangi bir mezhebin farklı uygulamasını eleştirmek doğru değildir.
Özellikle hicri ve III. yüzyıllar arasında İslami ilimIerden fıkıh usulünün ve fıkhın temellerini atan ve günümüze kadar da etkisini devam ettiren Ebu Hanife (ö.lS0) İmam Malik (ö.179) İmam Şafil (ö.204) İmam Ahmed b. Hanbel (ö.241) ve ismini zikredemediğimiz daha nice büyük mücdehidler yetişmiştir. Eserin müellifi İmam Ebu Cafer Ahmed b. Muhammed et-Tahavi (ö.321) de bu nesilden hemen sonra yaşamış büyük mücdehidlerimizden biridir.
Büyük alim İmam Tahavi sadece bir fıkıh alimi değil aynı zamanda hadis ilminin de önde gelen alimlerindendir. Kitapta onun bu iki ilim dalındaki engin birikimi ve ilmi yetkinliği belirgin bir şekilde görülmektedir.
O bu kıymetli eserinde yöntem olarak Hanefi mezhebinin dayanağı olan hadislerin yanı sıra farklı mezheplerin görüşlerini ve delil olarak ileri sürdükleri hadisleri birlikte kaydetmiştir. Tahavi ilk olarak farklı görüşlerin dayanağı olan hadisleri sıralamış ardından Hanefi mezhebinin temelini oluşturan hadisleri sunmuştur. Farklı grupların ileri sürdükleri hadisleri gerek metin ve gerekse raviler bakımından değerlendirmeye tabi tutmuş ardından kendisinin sonuç olarak benimsediği görüşü belirtmiştir. Bunu da hadisleri hadis usulü tekniklerine göre değerlendirerek kaynaklardaki durumunu araştırarak hadisin lafızlarındaki edebı ve bilimsel yönlerin farkında olarak ve hadislerdeki fıkhı hükümleri doğru tespit ve izah etmeye çalışarak yapmıştır.
İmam Tahavinin bu kitabı dini kaynaklarından öğrenme duyarlılığındaki Müslümanlara bu konuda bir pencere açmakta fıkhı meseleleri bu pencereden daha ayrıntılı ve etraflıca görmelerini sağlamaktadır. Bu belki de kitabın en belirgin özelliklerinden biri olsa gerektir.
Kitap sıradan bir ilmihal ve fıkıh kitabının ötesinde okuyucunun uzak kalamayacağı birtakım ilmı zenginliklere sahiptir. Kitabı okuyan herkes merak ettiği ilmihal bilgisini öğrenmenin yanı sıra fıkhı meleke ve yeteneğinin de oluştuğunu görecektir. Her geçen gün bu melekesi geliştikçe kişiliğinin de geliştiğini bağımsızlaşmaya başladığını fark edecektir. Bu elbette bi