7 KASIM 1414 ( 23 Şaban 817) yılında Horasanda dünyaya geldi. Nakşimendi tarikatına mensup olan İran'lı alim ve şair olan molla cami doğduğu Cam şehrine hitaben Ahmed'i Namekiyi camiinin hatırasına Cami mahlasını aldığı kendi ağzıyla söylemiştir.
İlk ilim tahsilini babasının yanında aldı. Mevlana Cüneyd-i Usuli'den Arap dili ve edebiyatına dair eserler öğrenerek ilmine devam etti. Daha sonra dönemin ilim merkezi olan Semerkant'a giderek burada 9 yıl kadar kaldı. Burada da Mevlana Fettulh-i Tebrizi'den ilim tahsili gördü. Keskin zekası ve anlatım gücünün çok yüksek ve etkileyici olması sayesinde çok çabuk tanınmaya başladı. Bir türlü tatmin olmayan hep ilim öğrenmeye kendini veren bir kişiliğe sahip olan Molla Cami, Semarkant'tan döndüğü sırada Nakşimendi tarikatı şeyhlerinden Sadettin Kagari'ye bağlandı.
Dönemin sultanlarını ve üst düzey saray görevlilerini dahi etkilemesine rağmen hiç bir zaman etkilemek için uğraşmamış ve hiç bir konuda aşırıya kaçmamıştır. Daima öğrenmek ve öğretmek adına çalışan Cami Fevaʾidü’z-Ziyaʾiyye adlı Arapça gramer kitabını yazarak öldükten sonra eğitime oğlunun eğitimine katkıda bulunmuştur. Fars şiirinin en önemli üstadı olarak gösterilir. Türk alimler ile olan iyi ilişkileri nedeni ile eserlerinin çoğu Türk İslam alimleri arasında yayılmıştır.
Özellikle Muhyiddin İbnü'l Arabi tarafından işlenen vahdet-i vücut felsefesini benimseyen Molla Cami, dünyaya bir çok eser bırakmıştır. Eserlerinin içinde en dikkat çekeni Mevlanın Mesnevisinin ilk iki beytini açıklamak için yazdığı risaledir. Molla Cami'nin Farsça ve Arapça olmak üzere 45 bin civarında eseri olduğu söylenir.
7 KASIM 1414 ( 23 Şaban 817) yılında Horasanda dünyaya geldi. Nakşimendi tarikatına mensup olan İran'lı alim ve şair olan molla cami doğduğu Cam şehrine hitaben Ahmed'i Namekiyi camiinin hatırasına Cami mahlasını aldığı kendi ağzıyla söylemiştir.
İlk ilim tahsilini babasının yanında aldı. Mevlana Cüneyd-i Usuli'den Arap dili ve edebiyatına dair eserler öğrenerek ilmine devam etti. Daha sonra dönemin ilim merkezi olan Semerkant'a giderek burada 9 yıl kadar kaldı. Burada da Mevlana Fettulh-i Tebrizi'den ilim tahsili gördü. Keskin zekası ve anlatım gücünün çok yüksek ve etkileyici olması sayesinde çok çabuk tanınmaya başladı. Bir türlü tatmin olmayan hep ilim öğrenmeye kendini veren bir kişiliğe sahip olan Molla Cami, Semarkant'tan döndüğü sırada Nakşimendi tarikatı şeyhlerinden Sadettin Kagari'ye bağlandı.
Dönemin sultanlarını ve üst düzey saray görevlilerini dahi etkilemesine rağmen hiç bir zaman etkilemek için uğraşmamış ve hiç bir konuda aşırıya kaçmamıştır. Daima öğrenmek ve öğretmek adına çalışan Cami Fevaʾidü’z-Ziyaʾiyye adlı Arapça gramer kitabını yazarak öldükten sonra eğitime oğlunun eğitimine katkıda bulunmuştur. Fars şiirinin en önemli üstadı olarak gösterilir. Türk alimler ile olan iyi ilişkileri nedeni ile eserlerinin çoğu Türk İslam alimleri arasında yayılmıştır.
Özellikle Muhyiddin İbnü'l Arabi tarafından işlenen vahdet-i vücut felsefesini benimseyen Molla Cami, dünyaya bir çok eser bırakmıştır. Eserlerinin içinde en dikkat çekeni Mevlanın Mesnevisinin ilk iki beytini açıklamak için yazdığı risaledir. Molla Cami'nin Farsça ve Arapça olmak üzere 45 bin civarında eseri olduğu söylenir.