Tükendi
Gelince Haber VerAllah Rasulü SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in rehberliğinde yetişmiş ve dönemlerinin, İslâmın altın dönemi olarak anılmasına sebep olmuş olan Râşid Halifelerin seçim şekilleri ile ilgili temel ilkeleri açığa çıkarmayı amaçlayan bu kitap, Râşid Halifelerin seçimi sırasında yaşanan diyaloglar, takip edilen süreçler ve Sahabe toplumunun örnekliği ile ortaya konan seçim şekillerini incelemektedir. Râşid Halifelerin devlet başkanı seçilme şekilleri incelendiğinde birbirinden farklı yöntem ve şekillerde fakat her birinin doğrudan ya da dolaylı olarak ümmetin rızasıyla seçildikleri anlaşılmaktadır. Râşid Halifelerin birbirinden farklı şekillerde seçilmelerinden, İslâmın devlet başkanının seçiminde belirli bir yöntem belirlemediği anlaşılmaktadır. Elbette bu çoğu zaman dile getirildiği gibi İslâmda belli bir yönetim sisteminin olmadığı anlamına gelmez. Bu iddia çoğunlukla Allah Rasulü SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in vefatının ardından kimin halife olacağının belirsiz olması ve Râşid Halifelerin birbirinden farklı usûllerle seçilmiş olmalarına dayandırılmaktadır. Hâlbuki bu iki durum da bu iddiayı desteklememekte hatta bunların konuyla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Zira mesele, İslâm’da belirli bir seçim sistemi değil bir yönetim sisteminin olup olmadığı meselesidir. Seçim sistemindeki yöntemlerin çeşitliliği veya belirsizliğinden hareketle yönetim sisteminin de bir belirsizlik olduğu sonucuna varılması yönetim sistemi ile seçim sistemi arasındaki ayrımı yapamamaktan kaynaklanmaktadır. Râşid Halifelerin birbirinden farklı şekillerde seçilmiş olmaları İslâm’da belirli bir yönetim sisteminin olmadığını değil, belirli tek bir seçim sisteminin olmadığını göstermektedir. Ayrıca konuyla ilgili olarak kimi çevreler “İslâm’da belli bir yönetim sistemi yok, zira Kur’an ve Sünnet’te buna işaret eden bir nass yok!” retoriğini sürekli dillendirirken Batı’nın kerih gördüğü teokrasi, monarşizm, krallık vb. sistemlerin İslâm’da olmadığını ya da şimdilik modası geçmediği için demokrasinin İslâm’da olduğunu ispat için Kur’an ve Sünnet’ten delil bulmada zorlanmıyorlar. Ne garip ki demokrasi gibi Batı menşeli bir yönetim sisteminin İslâm’da olduğunu ispat için Kur’an ve Sünnet’ten delil bulmada hiç zorlanmayan bu çevreler İslâm’a ait yönetim sistemini Kur’an ve Sünnet nasslarından istinbat etmek için akıllarını hiç kullanmıyorlar. Şimdilik seçimden ibaret olduğunu vehmettikleri demokrasinin İslâm’la esastan çeliştiğine dair nassları bulup izhar etmeleri için Batı’nın bunu kerih görmesi ve teokratik, monarşik ve krallık sistemlerinden vazgeçtiği gibi bundan da vazgeçmiş olması mı gerekmektedir?
Barkod | 9786056994012 |
Basım Yılı | 2020 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Ciltsiz Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5x21 |
Kağıt Türü | 2.Hamur |
Sayfa Sayısı | 184 |
Allah Rasulü SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in rehberliğinde yetişmiş ve dönemlerinin, İslâmın altın dönemi olarak anılmasına sebep olmuş olan Râşid Halifelerin seçim şekilleri ile ilgili temel ilkeleri açığa çıkarmayı amaçlayan bu kitap, Râşid Halifelerin seçimi sırasında yaşanan diyaloglar, takip edilen süreçler ve Sahabe toplumunun örnekliği ile ortaya konan seçim şekillerini incelemektedir. Râşid Halifelerin devlet başkanı seçilme şekilleri incelendiğinde birbirinden farklı yöntem ve şekillerde fakat her birinin doğrudan ya da dolaylı olarak ümmetin rızasıyla seçildikleri anlaşılmaktadır. Râşid Halifelerin birbirinden farklı şekillerde seçilmelerinden, İslâmın devlet başkanının seçiminde belirli bir yöntem belirlemediği anlaşılmaktadır. Elbette bu çoğu zaman dile getirildiği gibi İslâmda belli bir yönetim sisteminin olmadığı anlamına gelmez. Bu iddia çoğunlukla Allah Rasulü SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in vefatının ardından kimin halife olacağının belirsiz olması ve Râşid Halifelerin birbirinden farklı usûllerle seçilmiş olmalarına dayandırılmaktadır. Hâlbuki bu iki durum da bu iddiayı desteklememekte hatta bunların konuyla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Zira mesele, İslâm’da belirli bir seçim sistemi değil bir yönetim sisteminin olup olmadığı meselesidir. Seçim sistemindeki yöntemlerin çeşitliliği veya belirsizliğinden hareketle yönetim sisteminin de bir belirsizlik olduğu sonucuna varılması yönetim sistemi ile seçim sistemi arasındaki ayrımı yapamamaktan kaynaklanmaktadır. Râşid Halifelerin birbirinden farklı şekillerde seçilmiş olmaları İslâm’da belirli bir yönetim sisteminin olmadığını değil, belirli tek bir seçim sisteminin olmadığını göstermektedir. Ayrıca konuyla ilgili olarak kimi çevreler “İslâm’da belli bir yönetim sistemi yok, zira Kur’an ve Sünnet’te buna işaret eden bir nass yok!” retoriğini sürekli dillendirirken Batı’nın kerih gördüğü teokrasi, monarşizm, krallık vb. sistemlerin İslâm’da olmadığını ya da şimdilik modası geçmediği için demokrasinin İslâm’da olduğunu ispat için Kur’an ve Sünnet’ten delil bulmada zorlanmıyorlar. Ne garip ki demokrasi gibi Batı menşeli bir yönetim sisteminin İslâm’da olduğunu ispat için Kur’an ve Sünnet’ten delil bulmada hiç zorlanmayan bu çevreler İslâm’a ait yönetim sistemini Kur’an ve Sünnet nasslarından istinbat etmek için akıllarını hiç kullanmıyorlar. Şimdilik seçimden ibaret olduğunu vehmettikleri demokrasinin İslâm’la esastan çeliştiğine dair nassları bulup izhar etmeleri için Batı’nın bunu kerih görmesi ve teokratik, monarşik ve krallık sistemlerinden vazgeçtiği gibi bundan da vazgeçmiş olması mı gerekmektedir?
Barkod | 9786056994012 |
Basım Yılı | 2020 |
Baskı | 1 |
Cilt Durumu | Ciltsiz Kapak |
Dil | Türkçe |
Ebat | 13,5x21 |
Kağıt Türü | 2.Hamur |
Sayfa Sayısı | 184 |