Sabahattin Ali 1907 doğumlu Türk yazar ve şairdir. Edebi kişiliğini toplumcu gerçekçi bir niteliğe oturtarak hayatındaki deneyimlerini okuyucusuna yansıttı ve bununla birlikte kendisinden sonra gelen Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatını fazlasıyla etkileyen bir figür şekline gelmiştir. Daha çok öykü tarzında eserler verse de romanlarıyla oldukça ön plana çıktı; romanlarında uzun betimlemelerle ele aldığı sevgi ve aşk konusunu, zaman zaman siyasi tartışmalarına yönlendirme yapan anlatılarla zaman zaman da toplumsal sorunlara yönelttiği eleştirilerle destekledi.
Kuyucaklı Yusuf (1937) tarihli, İçimizdeki Şeytan (1940) tarihli ve Kürk Mantolu Madonna (1943) tarihli eserlerinde Türkiye'deki edebiyat etrafındakilerin takdirini toplayarak hem 20. yüzyılda hem de 21. yüzyılda ortaya çıkan etkisini sürdürdü.
Çanakkale'de doğan Sabahattin Ali ilk hikaye ve şiir çalışmalarına Balıkesir'de başladıktan sonra İstanbul'da karşılaştığı edebiyat öğretmeni Ali Canip Yöntem'in yardımı ile ilk defa Akbaba ve Çağlayan dergilerinde şiirlerini yazdı. Anadolu'da kısa süre öğretmenlik mesleğini yaptıktan sonra Türk devleti ile birlikte dil eğitimi için Almanya'ya gönderildi.
Türkiye'ye döndüğü zaman Almanca öğretmeni olmak üzere göreve başlasa da önce devlet karşıtlığı ve komünizm propagandası yaptığı iddiaları üzerine bir süre tutuklu kaldı, daha sonra ise Türk devlet yöneticilerini eleştirdiği iddiası ortaya atıldı ve tekrar tutuklandı. Bu dönemde memurluktan alı konuldu ancak Atatürk hakkında yazdığı bir şiir sebebiyle yeniden devlet kurumlarında görevine devam ettirildi. Ayrıca kendisine yüklenmiş olan sosyalist algısını yıkmak için de Esirler adlı bir oyun kaleme yayınlamıştır.
Hayatının son zamanlarında Türk milliyetçileriyle yaşadığı sürtüşmelerle de ön plana çıktı, özellikle Türkçü-Turancı yazar Nihal Atsız ile zaman zaman yaşadığı gerilim git gide artarak Irkçılık-Turancılık davasının bir parçası olmaya başladı.
Sabahattin Ali 1907 doğumlu Türk yazar ve şairdir. Edebi kişiliğini toplumcu gerçekçi bir niteliğe oturtarak hayatındaki deneyimlerini okuyucusuna yansıttı ve bununla birlikte kendisinden sonra gelen Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatını fazlasıyla etkileyen bir figür şekline gelmiştir. Daha çok öykü tarzında eserler verse de romanlarıyla oldukça ön plana çıktı; romanlarında uzun betimlemelerle ele aldığı sevgi ve aşk konusunu, zaman zaman siyasi tartışmalarına yönlendirme yapan anlatılarla zaman zaman da toplumsal sorunlara yönelttiği eleştirilerle destekledi.
Kuyucaklı Yusuf (1937) tarihli, İçimizdeki Şeytan (1940) tarihli ve Kürk Mantolu Madonna (1943) tarihli eserlerinde Türkiye'deki edebiyat etrafındakilerin takdirini toplayarak hem 20. yüzyılda hem de 21. yüzyılda ortaya çıkan etkisini sürdürdü.
Çanakkale'de doğan Sabahattin Ali ilk hikaye ve şiir çalışmalarına Balıkesir'de başladıktan sonra İstanbul'da karşılaştığı edebiyat öğretmeni Ali Canip Yöntem'in yardımı ile ilk defa Akbaba ve Çağlayan dergilerinde şiirlerini yazdı. Anadolu'da kısa süre öğretmenlik mesleğini yaptıktan sonra Türk devleti ile birlikte dil eğitimi için Almanya'ya gönderildi.
Türkiye'ye döndüğü zaman Almanca öğretmeni olmak üzere göreve başlasa da önce devlet karşıtlığı ve komünizm propagandası yaptığı iddiaları üzerine bir süre tutuklu kaldı, daha sonra ise Türk devlet yöneticilerini eleştirdiği iddiası ortaya atıldı ve tekrar tutuklandı. Bu dönemde memurluktan alı konuldu ancak Atatürk hakkında yazdığı bir şiir sebebiyle yeniden devlet kurumlarında görevine devam ettirildi. Ayrıca kendisine yüklenmiş olan sosyalist algısını yıkmak için de Esirler adlı bir oyun kaleme yayınlamıştır.
Hayatının son zamanlarında Türk milliyetçileriyle yaşadığı sürtüşmelerle de ön plana çıktı, özellikle Türkçü-Turancı yazar Nihal Atsız ile zaman zaman yaşadığı gerilim git gide artarak Irkçılık-Turancılık davasının bir parçası olmaya başladı.